Uzun bir aradan sonra ertelediğim yazıyla geldim yine :)
Doğu Ekspresi hakkında artık birçok yerden bilgi edinmek mümkün. Yüzlerce yazı kaleme alınmış, fotoğraf paylaşılmış olsada kendi deneyimlerimi fotoğraflarla birlikte paylaşmak istiyorum.
İlk doğu ekspresini kullanalı neredeyse iki yıl olmak üzere.
Bu gezi fotoğrafa ilk başladığım günlerden kalma bir hayaldi. O zamanlar bu kadar popüler değildi ama birçok fotoğrafçı arkadaşın hayaliydi.
Tek başıma yollara düşecek olmak ise ayrı bir heyecandı.
İki yıl öncesine kadar trende bilet bulmak gibi bir dert yoktu. Şimdiyse satışa çıktığı an tükeniyor. Öyle ki pulmanlarda bile bilet bulunmaz hale gelmiş.
Pulmandan bilet alıp son güne kadar sık sık bakmakta fayda var. Ben son iki yolculuğumda yataklı kompartımana bu yolla bilet bulabildim.
Kesinlikle pulman da onca yol çekilmez
Bu son gezide 3 saatlik yol gideceğim diye pulmanda yolculuk deneyimim oldu.
Koltuklar geniş, rahat fakat ruhu yoran çok fazla gürültü, dağınıklık var.
Eğer yataklı kompartımanda yer bulamıyorsanız vazgeçin geziden.
Turistik doğu ekspresi hizmete açıldığından beri iki yataklı vagonlar normal ekspresten çıkarılmış.
Normal ekspreslerde kuşetli iki vagon yer alıyor.
Yataklı vagonlarda kişi başı bilet fiyatı 61 tl
Öğrencilere %20 indirim uygulanıyor
Çalışmalardan dolayı geçtiğimiz haftaya kadar yolculuk Kırıkkale'nin Irmak istasyonundan yapılıyordu. 6 Ağustos'tan beri Ankara garından yolculuğa başlıyoruz şükür.
İlk iki gezide ben Kırıkkale istasyonundan binmiştim. Çok rahattı. Tren genelde rötar yapıyor ama istasyondan birkaç yolcusunu alıp yoluna devam ediyordu.
Bu son yolculuğumda ise Ankara garından devam edecektim.
Transfer için bekleyen otobüslerin etrafındaki görüntüleri görünce pişman olduğum an iş işten geçmişti.
Birbirinin hakkına özen yok, her yer bavullar, çuvallar, yataklar.
Otobüslere bavulları yerleştirecek görevli bulunmuyor yolcular yerleştiriyor.
Tam bir kargaşa hakim.
Yabancı turistler yaşananları hayretle izliyordu uzaktan :)
Treni beklerken yolcu manzaraları
Tren uzaktan düdüğünü öttüre öttüre tıslayarak istasyona yaklaşırken yolcularda da hareketlilik başlıyor. Geride hiçbir yolcu kalmayacak olmasına rağmen telaşlanıyoruz
Ve yolcularını alan tren kıvrıla kıvrıla dağlar, tepeler, ıssız köyler, nehirler, dereler aşmak için ağır ağır yol alıyor raylar üzerinde...
Eğer dört kişilik kompartımanı kapatmamışsak tanımadığımız insanlarla yolculuk ediyoruz. Bundan tedirgin olanlar var ama ben üç yolculuğumda da güzel insanlarla tanıştım.
Bir önceki gezide tanıştığım Rümeysa ve Sümeyye (kardeşler) ile İstanbul'da da görüşüyoruz.
Bu son gezimde (Divriği'ne gitim) ise yine iki kız kardeş ve fotoğrafta ki yakışıklı ve annesi ile kompartımanı paylaştık.
Yol arkadaşlarımdan birinin sesi muhteşemdi. Yan kompartımana misafir olduk mum ışığında türkü gecesi yaptık.
Doğu ekspresinin asıl güzelliği sabah gün doğarken başlıyor. Kemaliye'ye yaklaşırken başlayan yol manzaraları beni büyülemişti.
Bilet bulunmadığı için Erzurum'a kadar uçakla gidip oradan trenle Kars'a gitmek gibi seçenekler mevcut ama bu Halkalı'dan Gebzeye Marmaray ile gitmekten farksız.
Hiçbir anlam ifade etmiyor "bakın doğu ekspresini bindim" demekten başka
24 saat süren tren yolculuğunu deneyimlemektir güzel olan...
Bir sonraki yazı yol manzaraları olacak...