17 Ağustos 2019 Cumartesi

Doğu Ekspresi-1



Uzun bir aradan sonra ertelediğim yazıyla geldim yine :)

Doğu Ekspresi hakkında artık birçok yerden bilgi edinmek mümkün. Yüzlerce yazı kaleme alınmış, fotoğraf paylaşılmış olsada kendi deneyimlerimi fotoğraflarla birlikte paylaşmak istiyorum.

İlk doğu ekspresini kullanalı neredeyse iki yıl olmak üzere.
Bu gezi fotoğrafa ilk başladığım günlerden kalma bir hayaldi. O zamanlar bu kadar popüler değildi ama birçok fotoğrafçı arkadaşın hayaliydi.
Tek başıma yollara düşecek olmak ise ayrı bir heyecandı.
İki yıl öncesine kadar trende bilet bulmak gibi bir dert yoktu. Şimdiyse satışa çıktığı an tükeniyor. Öyle ki pulmanlarda bile bilet bulunmaz hale gelmiş.
Pulmandan bilet alıp son güne kadar sık sık bakmakta fayda var. Ben son iki yolculuğumda yataklı kompartımana bu yolla bilet bulabildim.
Kesinlikle pulman da onca yol çekilmez
Bu son gezide 3 saatlik yol gideceğim diye pulmanda yolculuk deneyimim oldu.
Koltuklar geniş, rahat fakat ruhu yoran çok fazla gürültü, dağınıklık var.
Eğer yataklı kompartımanda yer bulamıyorsanız vazgeçin geziden.

Turistik doğu ekspresi hizmete açıldığından beri iki yataklı vagonlar normal ekspresten çıkarılmış.
Normal ekspreslerde kuşetli iki vagon yer alıyor.
Yataklı vagonlarda kişi başı bilet fiyatı 61 tl
Öğrencilere %20 indirim uygulanıyor

Çalışmalardan dolayı geçtiğimiz haftaya kadar yolculuk Kırıkkale'nin Irmak istasyonundan yapılıyordu. 6 Ağustos'tan beri Ankara garından yolculuğa başlıyoruz şükür.
İlk iki gezide ben Kırıkkale istasyonundan binmiştim. Çok rahattı. Tren genelde rötar yapıyor ama istasyondan birkaç yolcusunu alıp yoluna devam ediyordu.
Bu son yolculuğumda ise Ankara garından devam edecektim.
Transfer için bekleyen otobüslerin etrafındaki görüntüleri görünce pişman olduğum an iş işten geçmişti.
Birbirinin hakkına özen yok, her yer bavullar, çuvallar, yataklar.
Otobüslere bavulları yerleştirecek görevli bulunmuyor yolcular yerleştiriyor.
Tam bir kargaşa hakim.
Yabancı turistler yaşananları hayretle izliyordu uzaktan :)



Treni beklerken yolcu manzaraları




Tren uzaktan düdüğünü öttüre öttüre tıslayarak istasyona yaklaşırken yolcularda da hareketlilik başlıyor. Geride hiçbir yolcu kalmayacak olmasına rağmen telaşlanıyoruz 


Ve yolcularını alan tren kıvrıla kıvrıla dağlar, tepeler, ıssız köyler, nehirler, dereler aşmak için ağır ağır yol alıyor raylar üzerinde...

Eğer dört kişilik kompartımanı kapatmamışsak tanımadığımız insanlarla yolculuk ediyoruz. Bundan tedirgin olanlar var ama ben üç yolculuğumda da güzel insanlarla tanıştım.
Bir önceki gezide tanıştığım  Rümeysa ve Sümeyye (kardeşler) ile İstanbul'da da görüşüyoruz.
Bu son gezimde (Divriği'ne gitim) ise yine iki kız kardeş ve fotoğrafta ki yakışıklı ve annesi ile kompartımanı paylaştık.
Yol arkadaşlarımdan birinin sesi muhteşemdi. Yan kompartımana misafir olduk mum ışığında türkü gecesi yaptık.

Doğu ekspresinin asıl güzelliği sabah gün doğarken başlıyor. Kemaliye'ye yaklaşırken başlayan yol manzaraları beni büyülemişti.
Bilet bulunmadığı için Erzurum'a kadar uçakla gidip oradan trenle Kars'a gitmek gibi seçenekler mevcut ama bu Halkalı'dan Gebzeye Marmaray ile gitmekten farksız.
Hiçbir anlam ifade etmiyor "bakın doğu ekspresini bindim" demekten başka
24 saat süren tren yolculuğunu deneyimlemektir güzel olan...

Bir sonraki yazı yol manzaraları olacak...


26 Şubat 2019 Salı

Tüm Korkuların Gözü Çıksın :)


Bugün sokaklara çıkıp yaratılmışların cümlesini içten bir tebessümle selamlama isteğiyle dolu gönlüm
Elime demet demek papatya alıp asık suretli gördüğüm herkese bir demet papatya uzatıp o asık suretlerde gülücükler açtırmak istiyorum.
biraz serserilik yapmak istiyorum
Mesela bisiklete atlayıp bayır aşağı ellerimi yana açarak pedal çevirmeyi (ilk saniyede kendimi yerde bulacağımı bile bile :) )
Ya da havuza balıklama atlamak (dibe kesin çakılırım) :)
Hayır kendime zarar vermek değil biraz delilik yapıp korktuğum ne varsa hepsinin üzerine gitmek onları yenmek istiyorum :)
Bizi sınırlayan korkularımız değil mi?
Beğenilmeme, kaybetme, onaylanmama vs... bir yığın korkunun esiri değil miyiz
Öyleyse üzerine üzerine gitmeli ve yenmeli... zafer sarhoşluğu yaşamalı ve şükretmeli Allah'a bu zafer sarhoşluğunu yaşattığı için :)

İstanbul da hava mis
Sokakları buram buram aşk kokan şehir bekler bu serseriyi :)


1 Ekim 2018 Pazartesi

Yaşamaya Dair


Genco Erkal'ın sesinden şuan Nazım'ın "yaşamaya dair" şiirini dinliyorum
Ne güzel şiirler yazmışlar
Bazıları da şiir gibi yaşayıp sessizce gelip gitmişler bu dünyadan
Biz nasıl yaşıyoruz?