Çevremdeki eş dost çok fazla geziyorum diye ev halkını ihmal ettiğim yönünde sık sık eleştiriyor.Oysa evde olduğumda daha fazla ihmal ettiğimi kimse bilmiyor:) Dışarı çıktığım zamanlarda gözüm arkada kalsın istemiyorum.
Okul döneminde Furkan ile notlar aracılığıyla iletişim kurmaya başlamıştık.
Gece yatarken sabah hazırlamamı istediği şeyleri ya bilgisayar ekranına not olarak yazılı bırakırdı veya kapı kollarına.
Şimdi kara tahta olarak kullanmaya başladığım bu karton üzerine tebeşirle ben notlar bırakır oldum.
Yukarıda ki notta "imza" kısmına babamız çok takıldı.
Oysa onu yazmamın bir sebebi vardı ve Furkan o sebebi anlıyordu önemli olanda buydu:)
Bu sabah yine dışarı çıkarken kahvaltısını hazırlayıp odasına bıraktım not eşliğindeUyuz oluyor böyle notlara:)))
Sonrada arkadaşlarımla buluşup İstanbul sokaklarında kaybolduk.
Fotoğraf makinesini ilk aldığımda sokaktan eve en az 300-400 fotoğraf karesiyle dönerdim.Bugün geldiğim noktada ise sadece makinenin hamallığını yapıyor gibiyim.Bütün gün sadece bu üç fotoğraf ve birde şehir dışından gelen misafirlerin 5-6 fotoğrafı dışında çekim yapmamışım.
Onca ağırlığı taşıdığıma değsin diye yol kenarındaki çiçekleri çektim...Bu kareyi görünce iyi ki çekmişim diyorum...
Sokağa çıktığınızda çektiğiniz fotoğrafların sayıları azaldıkça bu işte olgunlaşma dönemine girmiş olarak kabul ediliyorsunuz....
Geçen ay proje için ilgili kurumlardan izin almak için dilekçe yazarken görevli memur "fotoğraf sanatçısı" diye belirtmemi istediğinde utana sıkıla yazdım
Ortalık eline dslr bir makine alıp kendini sanatçı ilan eden kardeşlerimizle dolup taşmaya başlamış olsa da çok iyi biliyoruz ki fotoğraf sanatçısı unvanını almak öyle her babayiğidin harcı değildir.
Ulusal ve uluslararası yarışmalarda derecelere gireceksiniz, sonra federasyona başvuru yapacaksınız onaylanırsa "sanatçı" unvanını alacaksınız.
Ben ıhlamur kokulu dostlarımdan bahsedecektim ama fotoğraftan sözü açınca yine susmak bilmedim:))
Vaktiniz varsa ıhlamur kasrına gitmenin tam vakti gibi görünüyor.
Biz bugün anadolu yakasında gezdik...Bütün sokaklar ıhlamur kokuyordu mis gibi.
11 yıl önce internetten tanıştığım arkadaş grubuyla ilk buluşmamızı ıhlamur kasrında güzel bir kahvaltı etkinliği ile yapmıştık.
Hala görüştüğüm çok kıymetli arkadaşlarımı ıhlamur kokularıyla andım bugün....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder