29 Ağustos 2017 Salı

Gülhane'nin Gülleri ve Çeşmesi

Bugün İstanbul'dan ayrılmadan önce soluğu yine karşıda aldık. Bugüne kadar birçok defa huzuru yudum yudum içtiğimiz Gülhane'nin güllerle süslenmiş bahçesi yine oldukça davetkardı. Bahsetmişimdir İstanbul'un belli saatlerinde bazı mekanlarında bulunmak ruha şifadır. İşte Gülhane sabahın ilk ışıklarıyla birlikte sizi bulunduğunuz zaman diliminden koparıp o ihtişamlı günlerine götüren efsunlu bir havaya bürünüyor. Duvarları dışarıda ki kalabalığın telaşından, gürültüsünden ziyaretçilerini koruma görevini üstlenmiş gibi en ufak rahatsız edici sese tarihi duvarları aşma izni verilmiyor. 
Ömrünüz de bir kez olsun kendinizi ödüllendirin ve sabahın ilk saatlerinde (06.30 en geç saat 8 ) Gülhane 'nin şifalı atmosferine bırakın kendinizi...

Biz bugün biraz geç kaldık ama olsun yine de güzeldi...



Bakmakla görmek arasında ki farkı bugün bir kez daha yaşayarak tecrübe edindim. Aşağıda yer alan çeşme Sirkeci Demirkapı yanında Gülhane'nin duvarına bitişik Abdülhamid Han (II) çeşmesini ilk kez farkettim. Utandım kendimden... Bugüne kadar defalarca ama defalarca o yolu kullanmış ve fark edememişim.


Sikkezen  Abdülfettah  efendiye ait kitabesi;

“ Levhaşullah ol melek-haslet şeh-i devrana kim” 
“ Âdeti sarf itmeyedir hayratına nakd-i bi-adîd” 
“ Hak tealâ eylesun a’daya galip her zaman” 
“ Sayesinde halk-âlem eylesün iyd üzre iyd” 
“ Hatırından geçmez iken kimseyi incitmesi” 
“ İstedi zor ile şimdi kahrın a’da-yı......” 
“ Ol sebebden asker-i islâmı techiz eyleyüb” 
“ Düşman karşısına gönderdi çok sedd-i sedid” 
“ Gaziyanın yolu üstündür deyu bu çeşmeyi” 
“ Yapdı ta kim matrasın doldura bin merd-i said” 
“ Çeşmesar-ı Lûtfunun sîrabıdır halk-ı cihan” 
“ Üstümüzden sayesin dûr itmesün Rabb-ı mecid” 
“ Geldi Şâhâ hatır-ı Mahvi-ye bir tarih-i tam” 
“ Askerine çeşme yapdırdı seni Abdülhamid” 
(1294)



Kitabenin üzerinde ki rozetten küçük bir detay...


Kaynak; www.suvakfi.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder