Bu sabah Eminönü esnafı kepenklerini açmadan ben çoktan tarihi sokakları arşınlıyordum. Önce Yuvam fotoğrafa uğradım. Bazı ekipmanlar alacaktık ama istediğimiz objektif ellerinde olmayınca ay sonu yeniden görüşmek temennisi ile oradan ayrıldım. Ben fotoğrafa başladığımdan beri Yuvam'dan alışveriş yapıyorum.Güvenilir, samimi insanlar.. Daha sonra hayyam'a gittim. Oradan da birkaç şey aldım sonra Cumhur ile buluşup linkteki yerde kahvaltı yaptık.Çayı semaverde demliyorlar mis gibi...Manzara deseniz ruha şifa... Eh birde yanınızda ortak zevklerde buluştuğunuz kardeşiniz, dostunuz varsa değmeyin keyiflere...
Karaköy'de salaş bir mekan. Sonradan fark ettik alkol satışları var. Bu yüzden öneride bulunmuyorum. Zorda kalmadıkça alkol satışının yapıldığı mekanlardan uzak durduğumdan sanırım daha öncede bahsettim -marketlerde dahil-
Bugünlerde bol bol dalga sesi dinlemeyi Mevlam nasip ediyor...Kedinin ciğere baktığı gibi bakıyorum iyot kokulu davetkar sulara...
Ve erkekleri kıskanıyorum özgürce sularda yüzdükleri için. Kedi-ciğer halleri içindeyken hayal kuruyorum; bir gün kendime kapalı olimpik havuz yaptırıyorum inşallah...Bu hayali annem duysa "aç tavuk kendini darı ambarında görür" derdi:))
Buna şükür en azından ruhu sakinleştiren dalga seslerini duymayı, dalgaların kıyıya vuruşunu görmeyi nasip etmiş Mevlam...
Bu aralar yine bolca müzik dinler oldum. Hüznün, özlemin, kızgınlığın, neşenin ve huzurun yoldaşı olan müzikler, iyi ki var.
Bilgisayar başına geçme sebebimdir müzik.
Dün fark ettim yıllardır hep aynı şarkıları dinler olmuşum.Yenilerden sevdiklerim de var ama daha çok belli müzikler etrafında dönüp duruyormuşum.
Ruhumuzu yoranlar değil bize huzuru tattıran ne varsa buyursun gelsin ömrümüze, diyerek giderim bu ellerden
hep cumhurla gez sen, unut bana verdiğin sözleri. hıh! :(
YanıtlaSil