25 Ağustos 2010 Çarşamba

Antakya (Hatay)

İsos harabeleri; Pers kralı Darius III ve Makedonya kralı büyük İskender'in M.Ö 333 tarihinde savaştığı bu bölge Helenistik döneminde kurulmuş ve Roma döneminde varlığını sürdürmüş.
Biz sadece o dönemin kalıntılarından olan bu kemeri görebildik:)

Harabelerden ayrılırken yol kenarında yetişen böğürtlenlerden bolca yedik...

Akdeniz bölgesine gidilirde turunçgiller görmeden dönülür mü? Portakal bahçelerini izlemek oldukca keyifli hele birde portakal ağaçları çiçek açtığında o güzelim kokusunu hissetmek çok güzel olurdu da biz geç kalmıştık:)

Sokullu Mehmet Paşa Kervansarayında bulunan mutfaktan bir görünüm

Kervansaray karşısındaki kale (adını bilmiyorum)

Kalenin iç avlusu.Bu avluda düğün ve diğer organizasyonlar için belediye hazırlıklara başlamış yakında halkın hizmetine sunulacakmış.Çok erken evlenmişim burada düğünümü yapmayı isterdim:)

Kaleden Kervansaray'ın görünümü...

Antakya dağlarından bir kare....Aşağıda görülen yollardan geçerek Antakya'ya ulaştık


Her gezimizde bir hamam karşımıza çıkıyor.Türk toplumu keyfine düşkünmüş eski zamanlarda bile:)

Antakya'nın tarihi evlerinden

Bugüne kadar bir çok türbe ziyaretinde bulundum ama en ilginç olanı Habini Neccar türbesiydi
Türbenin girişini bayanlarişgal etmiş
Halk Mevlüt ve Kur-an okumalarını bu mekanda yapıyor olmalıydı ki bizim ziyaret esnasında bir aile misafirlerini evine kabul eder gibi bu türbede karşılıyordu.
Türbe yerin altında bulunuyor merdivenlerle aşağıya iniliyor.

Habibi Neccar camisi

St. Pierre Kilisesi

Kilisenin içerisinden bir tünel kazmışlar.O dönemde baskın olduğunda dağın içinde kazılan bu tünelden kaçıyorlarmış.Şuan bu tünel tadilat görüyor yakında hizmete açılacakmış.Tünel hizmete açıldıktan sonra yeniden gitmekte fayda var:)

Sokak arasında ilerlerken mahallelinin ortak kullandığı tandırda pişen ekmeklerden mutlaka yemelisiniz.Gönlü bol bir halk ben fotoğraf çekmek istedim hem bu ekmeklerden ikram ettiler hemde nefis acılı ekmeklerinden bolca yolda yememiz için yanımıza verdiler:)

Böyle bir tandırda pişen ilk ekmeği Muşlu bir komşumuzda yemiştim.Gerçekten tadı nefis....

Bu güzelim kızımız bize ekmekleri ikram eden Ayşe hanımın kızı.

Antakya'nın tepeden görünüşü


Antakya'nın eski evlerinin olduğu mahallenin tepeden görünümü

Mimari fotoğraflarda çatıların dokusu en sevdiğim dokulardan

Antakya mezeler konusunda oldukca zengin bir çeşit sunuyor

Offf oooffff nasıl canım çekti şuan:)) sırf bu salatalar için bile olsa yeniden gitmeyi isterdim:)

Yolunuz Antakya'ya düşerse gönül rahatlığıyla size Maho'nun yerini tavsiye ederim
Antakya'nın girişinde sanayinin karşısında mahalle arasında bir yerde kalıyor
Hem mekan olarak hem çalışanlar olarak ve tabi yemeklerin lezzeti olarak benden tam puan aldılar:)))
Et ile arası açık olan ben bu kebabı onca salata ve kebap üzerine yerken ahali hayret etti
Çok lezzetliydi ne yapayım:)


Maho'nun bahçesindeki üzümler

Maho'nun bahçesindeki narlar

Arsuz plajı

İlk gün gün batarken plaja ulaştık
Çocuklar denize girdi ama ben günbatımını seyreyledim
Ertesi gün tekar Arsuz'a gittik.Deniz muhteşemdi...Balıklarla birlikte yüzebilirsiniz:)
Şezlonglara uzanıp bu gün batımını seyretmek günün tüm yorgunluğunu unutturmuştu
Müzeleri gezemedik.
Harbiye tepesine gidemedik
Vaktimi kısıtlı olunca bir güne ancak bu kadar yeri sığdırabildik ama güzel bir gezi olmuştu
Allah tekrarını nasip etsin:))