Yıllar önce bir arkadaşım sormuştu "Ayşegül kendisini kötü hissettiğinde onu nerelerde buluruz?" diye
Sahil kenarında bulma olasılığınız yüksek demiştim.
Dizimden ameliyat olduğum 2003 yılında ameliyattan sonraki 3. gün canım fena halde sıkılınca ben ayağımın durumunu hiçe sayıp evden çıkmış kendimi sahil kenarında bulmuştum:)
Tabi atalarımızın bir sözü var "akılsız başın cezasını ayaklar çeker" diye
Benimde öyle bir durumda kalkıp sahile gitmemin cezasını ayaklarım çekmiş bir haftada iyileşirsin dedikleri ameliyattan sonra tam 1 ay ayağa kalkamamıştım:)
2005 yılından sonra ise ruhumun daraldığı zamanlarda sığındığım-kaçtığım yer Eyüp Sultan oldu...
Özellikle sabah namazlarında giderdim.
Bu yıl Atatürk Arboretumunu keşfettiğimden beri Arboretuma kaçıyorum
Sessiz sakin
Huzurlu bir atmosfer sunuyor bana.
Çok fazla insanın olmaması
Kuş sesleri arasında,
Doğanın kucağında kendimle kalmak iyi geliyor ruhuma.
Geçen hafta genelde evde vakit geçirdiğim için sıkılmış, bunalmıştım.
Bu hafta bana iyi gelecek şeylerle uğraşıyorum.
Dün yine arboretuma kaçtım
Doğa, en sevdiğim renkleri sundu ruhuma şifa niyetine...
Daha fazla lafı uzatmadan fotoğraflarla gezinin detaylarını paylaşayım....
Merakla beklediğim filmin vizyona girmişti konser çıkışı birde filme gideyim dedim ama her zamanki gibi telefonumun şarjı bittiği için ev ahalisini meraklandırmak istemediğimden eve döndüm.
Kendimi bildim bileli Fransızca şarkıları zevkle dinlemişimdir.
Son yıllarda Fransızca şarkıları dinlemekse bambaşka bir güzellik benim için.
Saatlerdir eskilerden, yenilerden bir çok şarkı dinliyorum bıkmadan....
Enrico Macias en sevdiğim sanatcılardan
Severek dinlediğim bir kaç şarkının linkini ekliyorum dinlemeyi sevenler için...
Dinlemesi oldukça keyifli bir şarkı.
Yumuşacık bir ses....
Fotoğraf; bayram öncesi benim evdeki akşam yemeğinden
Dün akşam kızlarla bir konsere gitmek için günler öncesinden plan yaptık.
Tam akşam üzeri konser bilgisini veren arkadaşımız "kızlar üzgünüm konser haftaya salıymış ben yanlış görmüşüm" deyince aceleden yeni bir plan yaptık.
İlla müzik dinleyecektik biz:)
Yeni planımız Çamlıca yörük çadırı oldu.
Uzun yıllardır gidiyorum Yörük çadırına.
Her gün canlı müzik olması, mekanın alkolsüz hizmet vermesi onları tercih etmemde ilk sırayı alıyor.
Sahne alan sanatçıları da seviyorum ben.
Bugüne kadar dinlediklerim samimi, içten insanlar.
Kızları almak için evden geç çıktım (5 dakika)
Üçlü kadronun son üyesi arabaya bindiği an kahkaha sesleri yankılandı arabada.
Genelde radyo veya cd'den bir şarkı dinlerdik her defasında
Dün akşam kimsenin aklına şarkı dinlemek gelmedi.
Belkide nasıl olsa ilerleyen saatlerde bolca dinleyeceğiz şimdi sohbetin keyfini çıkaralım diye düşündük...
Çok keyifli, esprili, tadına doyulmaz bir gece yaşadık.
Maalesef bu güzel gecenin bir de sonu vardı
Saatler nasılda hızla akıp geçiyor öyle, demeden duramıyor insan.
22.30 da biz mekandan ayrılırken insanlar yeni yeni ısınmaya başlamış piste oyunlar oynuyorlardı.
İstemeye istemeye ayrıldık mekandan.
Ama arabada devam ettik eğlencemize:)
Giderken açmadığımız radyoyu dönerken açtık
Çalan şarkılara bağıra çağıra eşlik ettik.
Arkadaşımızı evine bıraktıktan sonra ben geri geri dar yollardan gidemeyeceğimi anlayınca bir şekilde dönerim, dediğim yolun ortasında bıraktım arabayı:)
İleri gidemiyorum kaldırım var
Arkaya gidemiyorum araba var.
Ön tarafa gidemiyorum yine araba var.
Biz Melike ile araba gülme krizine girdik.
Allah'tan çıkmaz sokaktı da araba gelmedi.
Düştüğümüz içler acısı durumu biz eğlenceye dönüştürdük.
Kaldık burada, dediğimiz anda tekrar geri geri gidecek konuma getirebildik arabayı.
Melike ile ikimiz direksiyonu kontrol ederek geri geri çıkabildik.
Gülmekten gözümden yaşlar geldi.
Gerçekten çok keyifli bir akşamdı
En yakın zamanda benzer güzellikte bir akşam geçirmenin planlarını yaptık.
Teşekkür ediyorum yüreği güzel dostlarım
İyi ki varsınız hayatımda....
Her ne kadar bana ayak uyduramasanız da (ben çok geziyorum onlar gezmiyor) uyduğumuz kadarına razıyım ben:))
Bayram öncesi yoğun geçen günlerin ardından arefe günü öğlen yollara düştük. İzmit yolunda peş peşe 3 kaza ve yoğun trafiği de gören çocuklar onca yol hiç çekilmez biz tekrar dönelim evimize demeye başladılar.Bizi ikna çabaları sonuç vermeyince çaresizce kabullendiler durumu.Giderken arabada üç tane şoför vardı, yorulmadık.
Gece saat 01 civarında annemlere ulaşmıştık.
İçeriye girdiğimizde sıcacık soba yanıyordu.
Annem kahvaltı hazırlamıştı mis gibi:)
Çaylar içilirken kısa bir sohbet sonrası vurduk kafaları yattık
Sabah erkenden kalktık.
Geçen yıl bayramda yalnızdık.Kendimi çok kötü hissetmiştim.
O gün bir daha burada bayram geçirmeyeceğim, demiştim nasibimizde bu yıl her iki bayramıda şehir dışında geçirdik.Ben ve eşim bu durumdan memnun ama çocuklar isyanlarda:))
Bayram demek kalabalıkla, eş dostla geçen günler demek benim için.
Bizim memlekette (Osmaniye) bayram namazından sonra aile içi bayramlaşılır sonra hemen kurban kesimine başlanır. Son yıllara kadar küçük baş kesilirdi bizde. 1 saat sürmeden biten kesim işleminden hemen sonra mangallar yanar kebaplar yapılır.Bu sırada nasibi olan eş-dost gelir mangal başına...
Bu bayram mangal başında 25 kişiden fazlaydık.
Eğlenceli, keyifli bir bayramdı bizler için
Bayramın ilk günü kurbanların olduğu pazara gittim. Her yer çamurdu. O çamurun içerisinde bayram sabahı üstü başı dağınık çocuklarda vardı.Çocuklar her zaman çocukluğunu yapıyor her şart ve koşulda... Gördüğüm bir çok çocuk çamuru eğlence haline getirmişti. Yüzlerinde tebessüm vardı...Benimse gördüğüm manzara karşısında içim buruktu..
Bayramın 2. günü Maraş'a gittik. Çerkez düğünü için 1 gece köyde kaldık.Gittiğimiz köy dağ yamaçlarına kurulmuştu. Kar yağmıştı.Dışarıda güneş pırıl pırıl parlarken insanın kemiklerini donduran bir ayaz vardı dışarıda.Birde günün gecesi vardı.Çevre köylerden çok fazla genç geldi düğün yapmak için. Gecenin ayazında sokakta 1-2 saat anca dayanabildiler soğuğa:))
Büyükler salon düğününü istememişler "kolaya kaçtı" derler diye
Soğuktan donan gençler "diyen deseydi biz donmasaydık" dedi:)
Köy düğünü iki gün sürdü.İlk gün tamadelere (köyün ihtiyar heyeti diyorum ben) yemekler verildi.Akşamına çerkez düğünü yapıldı (kısa da olsa). İkinci gün gelin alma töreni ile düğün son buldu.
Yukarıdaki fotoğrafı Maraş yolundan dönerken çektim. Çok seviyorum bu görüntüyü. Doğal kırkpare diyorum:))
3. gün tekrar Osmaniye'ye döndük. Bir gece daha annemlerde kaldıktan sonra bayramın 4. günü yeniden eve dönüş yolunda bulduk kendimizi.
Yolculuğun büyük bölümünde arabayı ben kullandım. Sırf yukarıdaki manzaraya yetişebileyim diye bazen hız sınırını aştım. Ama yollar boştu, diye hemen kendimi savunmaya geçeyim:))
Tuz gölü yorucu ve stresli geçen tatil hediyesi oldu bana...Sevgili eşim ve çocuklar biran önce evde olmak istediği için gölde 15 dakika fotoğraf çekmeme izin verdiler.
Arabadan inmem, göle yürümem ve fotoğrafları çekmem hepsi 15 dakika sürdü.Olsun kısa ama verimli bir çekim oldu benim için:)
Bu fotoğrafımı yüklediğim gün fotoiz de günün başarılı fotoğrafları arasına seçildi.
Daha öncede iki fotoğrafım seçilmişti. Böyle güzellikler insanı biraz daha motive ediyor daha iyiye gitmek için.
Bayramın 4. günü sağ salim evimize döndük.Güzellikleri fotoğraf kareleriyle ölümsüzleştirdik. Çirkinlikleri ise yüreğimizden, zihnimizden silip attık....
Tüm dostlara güzel günler diliyorum.
Nice bayramları inşallah sevinç ve çoşkuyla karşılayıp yaşayalım hep birlikte
Bir çok marka var ürünleri gerçekten güzel
Ama alım gücü düşük olan insanlar bu markaların vitrinine bile yaklaşmaya korkuyor.
Bu sezon çok beğendiğim bir etek gördüm bu markalardan birinde
Etek dantelden.
Sık sık kumaşçıları gezdiğim için aşağı yukarı fiyatlardan haberdarım.
Bu dantelden eteği en fazla ama en fazla 20 liraya rahatlıkla mal edebilirsiniz
Mağaza etiket fiyatı "149 lira" el insaf!!!
Tesettürlü olmayan arkadaşlarım bu fiyatları duyunca ağızları açık baka kalıyorlar.
Onlar çok rahat bir kaç mağazayı gezdikten sonra 70-80 liraya bir kombin yapabilirken biz bir parça ürünü bile alamıyoruz.
Beni tesettür mağazalarından uzak tutan bir başka şeyde,
seçenek çok az olunca sokakta birbirinin benzeri ürünleri giymiş insanları çok fazla görmek benim bu mağazalardan uzak kalmam için yetiyor-artıyor bile.