29 Temmuz 2013 Pazartesi

Kısaca Bugünlerde Hayat



Dün akşam iftar soframızı arkadaşlarımız şenlendirdi. Bu seneye kadar bütün iftar davetlerinde ben kendimi paralar, sürekli koştururdum. Bu sene öyle olmadı. Geçen hafta kızlar geldiğinde öğlen saat 2 gibi eve gelip hazırlık yapmış üzerine birde iftar öncesi Melike ile sohbet edecek bayağı bir zamanım olmuştu.
Tabi bunda gelenlerin misafir değil artık ev halkından biri gibi görülüyor olmasınında etkisi var.

Salih 10 gündür evde.İlk kez işten atılmanın nimetlerini tadıyorum diye seviniyor.Bugüne kadar hep kendisi istifasını verdiğinden tazminat ve ihbar izinleri gibi haklarından faydalanamamıştı.Şimdi şirket kapandığı için bu haklarını kullanıp izine çıktı. Salih'in evde olmasını seviyorum. Evde olmasının avantajlarından birisi de iftara misafir alabiliyor olmak. 
Salih çarşamba şuan çalıştığı iş yerine veda edip perşembe günü yeni işine başlayacak inşallah.

Bayram sonrası Emin İzmit'e taşınıyor.Buda demektir ki artık arada bir İzmit'e gitmek için bahanem hazır:)

Bunlar dışında da hayatımızda bazı değişiklikler var... Mevlam her yeni değişimi hakkımızda hayırlı eylesin...

Ramazan'ı şerifin bu son günlerini Mevla hakkıyla geçiren kullarından eylemesi dileğiyle...

28 Temmuz 2013 Pazar

Benim Hakkımda:)

Sengül abla geçenlerde beni mimlemiş ama bir türlü soruları yanıtlayamamıştım. Bilgisayar başından ayrılmadan önce hazır hatırlamışken cevaplayayım.

Ben Kimim? 

Kısa bir moladan ibaret olan dünya hayatında düşe kalka ilerleyen bir Allah kuluyum...

Bloğumun Adı Nereden Geliyor?

Rahmetli abime bir gün ben blog açacağım isim olarak ne önerirsin diye sorduğumda önerdiği isimler arasından gezginay ismini beğenip bloğumun adını koymuştuk.

Blog Açmaya Nasıl Karar Verdim?

Aslında geriye dönüp baktığımda yine rahmetli abimin daha blogların Türkiye de yeni yeni adının duyulmaya başladığı günlerde blog açmamı önerdiğini hatırlıyorum. Onun yardımları doğrultusunda bir blog açmıştım ama ben kullanma özürlüsü olarak arşivin tozlu rafları arasında o bloğu unuttum:)
Bu bloğuma da yaşlandıkça hatırlamakta güçlük çekeceğim günlere hazırlık olarak devam ediyorum

Kişiliğim

Biraz tembelim sanki...
Daha doğrusu bir insanın 1 haftada yapabileceği işleri ben bir iki güne sığdırınca kalan günleri tembellik ederek geçiriyorum:)

Çok inatçı ve dik kafalı biri olduğum söyleniyor...

Kaderciyim...Kadere razı olan kederden emin olur görüşü gönlüme huzur verir.

Çok kolay affederim....Ölümlü dünyada affetmeme lüksümüz olmadığına inanıyorum.

Hoşlandıklarım

Gecenin sessizliğinde kendi sesimi dinlemek...Kahve kokusunda kaybolmak...Bilmediğim şehirlerin hiç bilmediğim sokaklarında gezinirken insanların iç dünyasında dolaşmak... Hoşlandıklarım listesinde yer alır.
Bu listenin başına elbette fotoğraf aşkımı, müzik tutkumu eklemek gerekir:)

Hoşlanmadıklarım

Kendini beğenen her şeyin doğrusunu ben bilirim havalarında olan insanlar benden uzak Allah'a yakın olsunlar.
Çevreyi kirleten insanlara ayrı bir gıcığım var. Bir gün çekirdek kabuklarını sokağa atan, arabasındaki çöpü yola savuran insanlarla mahkemelik olma olasılığım muhtemel görünüyor.

En çok sevdiğim makyaj malzemem

Kalem

Çantamda Olmazsa Olmazım 

Fotoğraf makinem...

En Son Okuduğum Kitap

Uzun zamandır kitap okuyamıyorum...Şuan Nar ağacını okumaktayım...

Sengül ablam teşekkür ederim:)







19 Temmuz 2013 Cuma

İsmimin Tam Olarak Hakkını Verdiğim Bir Gün

Evvelsi gün yurt dışından arkadaşım geldi.Gelmeden önce eşi "Ayşegül bütün camileri gezdirir sana" demiş.Bizde dün sabah 9 da buluştuk İstanbul sokaklarında kendimizi kaybettik...

İlk olarak vapur ile karşıya geçtik....Gökyüzü tek kelimeyle muhteşemdi.Başımı kaldırıp yukarı her baktığımda mutluluğum kat kat artıyordu. Gökyüzüne bakarken garip hal ve davranışlarda bulunuyorum:))

 Tramvay ile Sultanahmet'e çıktık. İlk durağımız yerebatan sarnıcı oldu. Tarih konusunda berbat olduğumu biliyordum da durumumun bu kadar vahim olduğunu tahmin etmiyordum. Turist rehberlerinden edineceğim:)



Sarnıç ziyareti sonrası soluğu Sultanahmet camisinde aldık. Vaktimiz kısıtlı olduğundan ziyaretlerimizi kısa tuttuk.

Dün şansımıza hava serindi.Serin havaya rağmen yazık bütün kediler benzer hallerde buldukları gölge alanı ele geçirmiş uyku moduna geçmişlerdi.


Sultanahmet sonrası yürüyerek Beyazıt'a gittik. Sahafcıları gezdik.Arkadaşım öğrencileri için kitaplar aldı.
İstanbul üniversitesine doğru yürürken karşımıza kitap fuarı çıktı.Haberim vardı ama tamamen hafızamdan silinmiş. Ah ahhh vakit olsa da saatlerce fuarda zaman geçirsem diye iç geçirdim:) Nazan Bekiroğlu'nun nar ağacı isimli kitabını aldım. 2 tanede tasavvuf kitabı almak nasibimde varmış.

Fuarda geçen ruha şifa zamanlar sonrası yeniden düştük yollara...
Süleymaniye camisinde Kanuni Sultan Süleyman ve ailesinin bulunduğu türbeleri ziyaret ettik.Camide okunan Kur-an ziyafetinden nasiplendik. Turistlerin kutsal mekanlarımıza gösterdiği saygıyı yerli halkında göstermesini dileyerek camiden ayrıldık.

Arkadaşıma İstanbul manzarasını tepeden göstereceğim konusunda sözüm vardı.Nereden bilirim Ramazan sebebiyle kafelerin kapalı olduğunu...Ağa kapısı ve mimar sinan kafeleri iftara kadar kapalıymış.Bizim kafeyle işimizin olmadığını sadece manzarayı seyredeceğimizi söylediysek de kapılar açılmadı.Bu iki kafenin sahiplerini takdir ettim.Allah daha çok versin...

Biz yinede açık bir kafe bulduk...Masa ve sandalyelerin şiddetli rüzgar sebebiyle etrafa savrulduğu bir terasta kısada olsa zaman geçirmek güzeldi.

Yine yürüyerek Eminönü'ne indik....Kız kulesine gitmek için daha önce gittiğimiz yerlerde zamanı harcama konusunda çok cimri davrandık ama Eminönü'ne gelip birde kumaşçıların olduğu sokağa düşünce dünyayı unuttuk kız kulesini daha sonraki programa bıraktık...
Alışverişimizi de yaptıktan sonra Yeni camiyi de ziyaret edelim dedik.
Niyetimizde sadece 5-10 dakika zaman geçirmek vardı.Bu niyet muhteşem Mevlid-i şerifi dinlemeye başladığımız an bozuldu. İftar için bizi bekleyen arkadaşlarımız olmasa gün batana kadar kalırdık kesin.

Gönlümüz camide kalarak düştük yeniden yollara.Geldiğimiz yoldan tekrar Maltepe'ye döndük. Daha metroda bitik vaziyetteydik. Elimizde alışveriş çantaları, yorgunluktan ölmek üzereyken arkadaşlarımızla buluştuk.Tesadüf misafirimiz bizim rezervasyon yaptırdığımız restoranda bir gün önce yemek yemiş...yemekleri beğenmemiş...Nasibimizde neresi varsa, dedik bulduğumuz bir restorana attık kendimizi.

Yok henüz günü bitirmedik:)

İftar sonrası arkadaşlarla Çamlıca'ya çıktık.Niyetimizde kahve içmek vardı...Olmadı...İstanbul ışıklarını seyreyledik bir süre...Sonra Çamlıca'da oturan arkadaşımıza gittik kahvelerimizi orada içtik.
Sabah işe gidecek olan arkadaşımızı daha fazla uykusuz bırakmamak adına dağılalım dedik.Arkadaşları evlerine bıraktık. Misafirimizle birlikte eve doğru gelirken önümdeki araç kamyona arkadan fena vurdu.Aracın önü dağıldı.İçerisindeki yolcunun kafası kanlar içindeydi.Trafiği daha fazla tıkamamak için ben bulduğum bir aralıktan geçip yola devam ettim.Allah sevdiklerine bağışlasın inşallah önemli bir şey olmamıştır...

Misafir arkadaşımı baba evine bırakıp döndüm kürkçü dükkanına.Eve geldiğimde sahur vaktiydi. Bunca şeyin üzerine sahur hazırlamak değilde oturup yemesi resmen eziyet oldu:))

Görüldüğü gibi makinenin hamallığını yapmaktan başka bir şey yapmadım:) Bu gördükleriniz dışında hiç fotoğraf çekmedim.

http://instagram.com/aysakurt bir kaç tanede burada var.

Bugün arkadaşımla tekrar buluşuyoruz Anadolu yakasını gezeceğiz inşallah.
Gezmek iyi hoş güzelde yemeden içmeden gezince çokta zevkli olmuyor..

Salı gününe kadar koşturmaya devam...İnşallah salı günü fotoğraflarını çekeceğim doğum sonrası bir kaç gün dinleneceğim...



14 Temmuz 2013 Pazar

Pazar

Fotoğraf 2009 yılına ait

Dün Salih ile Pendik pazarına gittik.

Sadece sebze bölümünde gezindik bu bile adamı yordu dayanamadı alışverişi yarıda bırakıp gitti arabada beni bekledi:)
Halbuki çok hızlı alışveriş yaparım ama beyler normal kadınların ne kadar zaman harcadığını bilmediğinden benden şikayet ediyorlar.

Akşamda eve gelince sofrayı serdim kış için aldığım barbunyayı önlerine koydum ben yemek hazırlarken siz temizleyin, dedim:) Akşama kadar bilgisayar başında oyun oynayıp yatma dışında bir şey yapmıyorlar işe yarasınlar biraz:) Haklarını yemeyeyim Ramazan geldiğinden beri sofrayı beraber hazırlayıp beraber kaldırıyoruz.Gelinlerimi düşünüyorum bütün çabam onlar için:)
6 kilo barbunyanın yarısı yemekten önce kalanı da yemek sonrası ayıklandı.
Oturdukları yerden televizyon izleyerek kendilerini hiç yormadan yaptıkları bu işin çok yorucu olduğu konusunda uzun uzun şikayet ettiler.

Erkekler birde biz kadınlara dırdırcı diyor
Yeminle bizim yaptıklarımızı yapsınlar dırdırın alâsını etmezlerse ne olayım:)


11 Temmuz 2013 Perşembe

Ortaya Karışık

Çok uzun zamandır paylaşımda bulunmayınca bir hayli fotoğraf birikmiş.Çiçek ve ördek fotoğrafları bir sabah erkenden kaçamak yaptığım arboretum gezisinden. Yansımalar tuz gölünden...eski fotoğraflarımın arasından buldum.İlk çektiğim zamanlar beğenmemişim oysa çok güzellermiş sonradan fark ettim:)






10 Temmuz 2013 Çarşamba

Hatay'da Akşam Yemeği

 Geçen hafta memleket ziyaretinde bulunduk.Bu ziyaretimizde yine Arsuz'a uğradık. Bir iki gece konaklamayı düşünüyorduk ki kardeşimde ailesi ile gelince ertesi gün onlarla tekrar Osmaniye'ye dönmeye karar verdik.
Arsuz'da konakladığımız gece akşam yemeği için Hatay yollarına düştük.Beylerin aklında Arsuz-Hatay arası 50 km falan diye kaldığından itiraz etmemişlerdi ama yola düşünce şikayete başladılar çok uzun sürdü diye:)

 Yolda eniştemin aracında sorun çıkınca Salih ile birlikte sanayiye gittiler. Oradan da Salih'in arkadaşı ile buluşup iş yemeğine gittiler.

Bende çocukları alıp Harbiye'ye akşam yemeğine götürme görevini üstlendim...Her şey bu görev sonrası başladı..

Şoför koltuğuna geçtiğimde yakıtın bitmek üzere olduğunu fark ettim. Yolda alırız dedim sorun etmedim. Şehrin içinde de mutlaka benzin istasyonu bulunur diye düşündüğümden oldukça rahattım ta ki 3 km gidecek yakıtınız kaldı, uyarısını görene kadar:)

Bir yandan Harbiye yolunu bulmaya çalışıyorum diğer taraftan istasyon arıyorum. Yolda bulduğumuz ilk kişiye  önce benzin istasyonunu sonra Harbiye yolunu sorup öğrendik. 
O kadar yol gittik bir türlü Harbiye'ye ulaşamadık. Arabadakiler huysuzlandı, açıktılar, kaybolmaktan korktular ama sonunda geçte olsa ulaştık. 

İlk restoranı beğendiler girdik yemeğimizi huzur veren su sesleri arasında yedik.Çıkışta hesabı ödemek için kasaya gittiğimizde güzel bir sürpriz bekliyordu bizi!

Salih ayrılırken yanımda nakit olup olmadığını sorduğunda var dedim ama yeterli nakit yokmuş!
Restoranlar sezonluk olduğu için kart geçmiyormuş! kız kardeşim zaten hayatta yanında çanta, cüzdan taşımaz... çocuklara döndüm "dökülün!" dedim:))
Şükür onlarda hesabın üzerini tamamlayacak kadar nakit varmış:)

Harbiye'den ayrılıp dönüş yoluna geçtiğimizde Habibi Neccar camisini çocukların görmesini istedim.Camiye ulaştığımızda cemaat yatsı namazından çıkıyordu.Son dakika türbe ziyaretini de gerçekleştirmeyi başardık.
Türbe ziyaretinden sonra beylerle buluşacağımız mekana doğru giderken ben bir yandan da açık künefeci arıyorum:) restoranın yemeğini ve mezelerini beğenmediğim için künefeyi şehir merkezinde bir yer bulur yerim diye düşünüyordum nerdeee
Künefeci ararken yolu şaşırdım. Soldan girmem gereken yola girmeyip sağa girince olanlar oldu.
Beyler benim nerede olduğumu bir türlü anlayamadı birde yanlarında Hataylı arkadaş var
Ben nerede olduğumu az çok biliyorum ama beylerin nerede olduğunu bilmediğimden gidemiyorum. Kavşakta sağa arabayı çekip beylerin gelmesini beklemeye başladık. Yolun diğer tarafında adamın biri duruyor...Bizimkiler adamın arabayı incelediğinden, plakayı aldığından bahsediyor ama ben gülüyorum fazla film izlediklerini söylüyorum.Adam biriyle telefonla konuşurken tekrar plakaya bakmış bizimkiler iyice tedirgin oldular ama ben hala çok rahatım.
Çok geçmedi yanımıza ekip gelince anladım ki bizimkiler haklıymış o yanda duran adam bizi polise şikayet etmiş.
Sorgu suale çekilirken polis ile diyaloğum da komikti.
Hatay'da halkın bu kadar tedirgin olabileceğini düşünememiştim.
Yaşanılan kötü olayların sonucu bu
Allah orada yaşayanların yar ve yardımcısı olsun gerçekten zor

Gecikmelide olsa beyler ile buluşup dönüş yoluna geçtiğimizde hepimiz yorgunduk...

9 Temmuz 2013 Salı

Ramazanı Şerif Hayır Ola


Mevla hakkıyla Ramazanı Şerifi yaşayan kullarından eylesin.

Kirlenmiş, pas tutmuş gönüllerimiz mübarek Ramazanı şerif hürmetine temizlenip aklansın.

Rabbim bütün gönüllere huzur versin.

Ramazan'ı şerif hayır ola...