7 Aralık 2011 Çarşamba

Ben Kimim?

Gri, puslu bir İstanbul gününden selam ve sevgiler tüm dostlara...

Takip ettiğim bir çok blogger arkadaşımın ismini bilmiyorum.
Çok sıkı bir takipçi olamadığımdan isimlerini kaçırıyor olabilirim.
Kimdir arkadaşlarım?
Nerede yaşarlar?
Evli mi, bekar mı?
Benzeri bir çok sorunun cevabını paylaşımları takip ederek bulmaya çalışıyorum.
Geçen gün arkadaşlardan birini evli sanıp yorumda bulundum (kişi kendi gibi bilir hükmüyle)
Sonraki paylaşımları okuyunca farkettim arkadaşımız bekarmış:)
Benim gibi merak edenler için önce kendimi tanıtmam gerektiğini düşündüm.


Takvimler 10 Ekim 1974 yılını gösterirken ailemin ilk çocuğu olarak sabah ezanı Osmaniye de dünyaya gözlerimi açmışım.
2 kız 2 erkek kardeşiz.
Biraz hayırsız bir ablayım - gurbette olmamdan kaynaklı olabilir- :)

1992 yılında çocukluk aşkımla evlendim.
Her konuda bana destek olan, aldığım bütün kararlara saygı gösterip yanımda olmaya çalışan ailem ve bütün çevremiz tarafından Hint kumaşı olduğu hükmü verilen bir eşle evli olma şansına sahibim

1993 yılında anne oldum
Daha dün dünyaya gözlerini açan velet bugün kocaman bir delikanlı oldu Reklamcılık bölümünde okuyor.

1998 yılında ikinci oğlumu dünyaya getirdim.
Şuan Anadolu lisesi 1. sınıf öğrencisi. 


Çocuklarımla birlikte büyüdüm desem yalan olmaz:)

1997 yılına kadar Osmaniye'de yaşadım sonra İstanbul'a yerleştik.
Ağlayarak geldiğim "sevmiyorum o şehri" dediğim İstanbul'a şimdi aşkla bağlıyım.
İstanbul'a geldiğimiz günden beri Anadolu yakasında ikamet etmekteyiz.

Fotoğrafa aşık, müziğe tutkun
Ömrünü aşık Veysel gibi "dost dost diye nicesine sarıldım" türküsü söyleyerek geçiren biriyim
Ama şimdi Aşık Veysel gibi "benim sadık yarim kara topraktır" diyenlerden oldum:)

Kimine göre deli dolu
Kimine göre karamsar
Kimi içinse tembel biriyim
Kimin ne söylediğiyle aslında çokta ilgilenmiyorum
ben kendimi biliyorum:))





5 Aralık 2011 Pazartesi

Güzel Bir Hafta Sonundan Geriye Kalanlar...

Dün fotoğraf gurubundan arkadaşlarım başka bir gurup ile Belgrad ormanına gidiyoruz diye haber edince eşimle görüştüm.
Hem arkadaşlarımla tanışmasını istedim hemde onca yolu tek başıma gitmeye gözüm almadı:)
Sağ olsun kabul buyurdu ricamı.
Pazar sabahı ailece yapılan güzel,keyifli bir kahvaltı sonrası biz eşimle evden çıktık.

 Belgrad ormanı inanılmaz kalabalıktı. Sanki herkes kendini sokağa atmış gibiydi.
İlk kez gittim.Giriş ücretini pahalı buldum (9 lira).
Arkadaşlarım çok sıcak kanlı insanla, özlemişim hepsini.
Biraz muhabbet edip fotoğraf çekmeye başladım.
Onlar zaten benim gittiğimde ellerinde reflektörlerle falan fotoğraf çekimi yapmış sona gelmişlerdi.
Aslında bu seferki gezim tamamen arkadaşlarla hasret gidermek olduğu için çok fazlada fotoğraf umurumda değildi:)
 Yeni tanıştığım arkadaşlar
Her ikisi de çok cana yakın insanlar


 Ayten'e balonlar çok yakıştı, uçacakmış gibi:))

 Arkadaş sohbetinin tadına doyulmadan, Mustafa arkadaşımızın hazırladığı o nefis çöp şişlerden tatmadan kalktık maalesef.
Eşim sağ olsun kısada olsa beni kırmadı taa oralara kadar götürdü.
Onunda sevdiği hobisi ile vakit geçirmesi gerek, diye düşünüp uslu ve itaatkar bir eş olup Kuleli'ye geçtik.

Sevgili eşim balık avlarken bende fotoğraf avladım:)

 Kuleli ışığı gün içinde çok güzel alıyor.Akşam olunca yanan ışıklarla çok görkemli bir binaya dönüşüyor amaaa maaalesef açısı çok kötü.
11mm objektif bile durumu kurtaramadı:)
Normalde mimari çekimler binanın tan karşısından veya tam köşe başından çekilir, kural bu...Fakat imkansızlıklar sebebiyle kuralı bozabiliyorsunuz.Yinede köşeden çekme kuralına kısmende olsa uymuşum:)
Zaman....İnsanoğlunun en kıymetli hazinesi.Bu kadar kıymetli bir hazinenin değerini ne kadar biliyoruz acaba?
Ben çok fazla kıymetini bilemediğimi üzülerek söylemeliyim.

Akıp gidiyor zaman...
Durduramıyoruz...

Kıymet bilenlerden olmayı diliyorum

Bugün Aşure günü
Çok kıymetli bir gün
Alışveriş yapmak bir yılı bereketli geçirmenize, darlık görmemenize vesile oluyor
Yine es dostla selamlaşmak
İkramda bulunmak
Hayırlı davranışlardan.

Sevgili dostlar Aşure gününüz kutlu olsun.
Allah her ne isteğiniz varsa bu güzel gün hürmetine kabul buyursun.

Selam ve dua ile....

1 Aralık 2011 Perşembe

"Ev kadınları" Gülse Birsel

"Çalışan  bir kadının nedense vakti boldur. Sizi iki toplantı, bir bütçe görüşmesi, bir kokteyl parti, alışveriş ve yarım mülakat arasına sıkıştırıverir.

Oysa bir ev kadını "o gün doluyum, manikür yaptıracağım," der mesela!

Ev kadınları yarım saatlik işleri bir bütün güne yayma eğilimindedirler. Erzak alışverişi, seç kestirme, arkadaşla kahve içme, evdeki musluğun tamiri, onlar için tam günlük işlerdir.

Ev kadınlarının telefon konuşmaları da uzun sürer. "Ne yaptın bugün?"  denen bir iş kadını, tüm günü "bildiğin gibi," diyerek özetlerken, sesinde biran önce sadede gelmenizi rica eden bir uyarı tonu hissedersiniz.
Ev kadını ise anlatmaya başlar; "sabah kalktım.Kahvaltımı ettim.Kahvaltıda artık yumurta yiyorum.İlginç bir rejime başladım.Onuda anlatacağı.Fakat bu bizim yeni kadın yumurtayı bile doğru dürüst yapamıyor.Geçen gün...." sohbet böyle başlar ve detaylar, tekrarlar ve şikayetlerle örülü, sonsuz denk devam edebilir."

Gülse Birsel'in "gayet ciddiyim" kitabından alıntıyla başlamak istedim bugün...

Belki bir çok ev kadını Gülse Birsel'e katılmayacak ama ben çoğu tespitini doğru buluyorum.

Mesela, evde olduğum zamanlarda "amaaaan boşver nasıl olsa tüm gün vaktim var!" diyerek bütün işlerimi sallıyorum.
Ama çalıştığım dönemlerde evden çıkmadan evimi toparlayıp, akşam için en az iki çeşit yemeğimi yapıp çıkıyordum.
Yine eğer dışarıda işim olacaksa ( tüm gün sürmesi olası fotoğraf çekimi gibi) aynı şekilde ev derlenip toplanıyor, akşam yemekleri hazırlanıyor, üzerine de çocuklara atıştırmalık bir şeyler yapıp çıkıyorum.

Uzun zamandır canım tembellik yapmak istediği için en alasından tembellik yaptım.
Ütülenmemiş çamaşırlar, toparlanmamış odalar, basit yemeklerle geçiştirilen akşam yemekleri arasında geçti hayat.
Her akşam yatarken "sabah kalkar kalkmaz bütün işlerimi yapacağım." diyerek yatıyor
Sabah uyandığımda günlerdir beni sarıp sarmalayan tembelliğin kollarında buluyordum kendimi.
"bu evin işinde ne var  sen bir kalksan 2 saat sürmez biter her şey" diye beni kandıran tembelliğin sözlerine inandığımdan yapılması gereken ama benim hep ertelediğim işler dağ olup yığıldı önüme:)

Sevgili eşime "benim yerime aldığınız çocuğu işinden etmeyim ama olur da kendisi çıkacak olursa ben hemen gelip işe başlayacağım.Böyle hayat geçmez" demeye başladım:)
Aslında biliyorum işe başlasam bu seferde fotoğrafa yeteri kadar zaman ayıramayacağım için şikayetlerim başlayacak.

Bu sabah saat 8 de çalan telefonumun sesiyle uyandım
Arayan Melike...
"Çayı demle börek aldım sana geliyorum" diyordu
Hani öğleden sonra buluşacaktık dememe bile izin vermedi
Hadi kalk kalk, diye fırça attı
Allah'ım bir haftalık izni var tembellik yapmak yerine sabahın köründe kalkıyor, kendi kalktığı yetmez gibi birde beni tembelliğin kollarından kaldırıyor.
Nefis börek eşliğinde çayımızı içtik
Melike öğle sonu yeniden gelmek üzere gitti.
Öğleden sonra yine gelecek birlikte sinemaya gideceğiz inşallah.

Melike ta Beylerbeyine çoktan ulaşmış, yapması gereken işlerini yapmaya başlamıştır
Peki ben ne yapıyorum?
O'nu yolcu eder etmez çayımı alıp geldim bilgisayar başına tam 1.5 saattir bilgisayar başında tembellik yapıyorum.
Herhalde iş bitmez
Herhalde işler dağ olur yığılır önümde:)

Ama beni kandırmaya çalışan tembellik haklı
Dün tam 2 saatte 140 metrekare evin işini bitirdim.
Gülse Birsel modeli "ev kadını" modundaydım ben
2 saatte bitecek işleri tüm güne yayıyordum

Neyse beni sarıp sarmayan tembellik kardeşim, fazla samimiyet tez ayrılık getirir derler
Bu kadar samimiyet beni bozar oldu
Senden ayrılma vakti geldi
En azından biraz zaman verelim kendimize
Seni yeniden özlersem haber ederim gelir yerleşirsin ruhuma.
Ama şimdi yeniden bu tembel ev kadını gezip, eğlenmeye başlayacak
Bir yıl sürdürmeyi planladığı proje için ilk adımlarını atacak
Anlayacağın sana yol göründü, diyorum:))

İçimdekileri dökmek istedim
Gelip burada paylaştım.
Karışık olmuş olabilir
Bu kadın ne diyor? diyen olabilir:)

Öyle işte

Yeniden özüme dönmek güzel

Hayatın içinden en güzel kesitleri paylaşmak dileğiyle

Selam ve sevgiler...