7 Haziran 2012 Perşembe

Çekmecemden Çıkan Fotoğraflar

Tam  5 saattir bilgisayar başından kalkmadan fotoğraflarla uğraştığımı fark ettim...
İbadete bu kadar zaman ayırsam iyi bir kul olma yolunda bayağı yol katederdim herhalde:)
Fotoğrafa ilk başladığım günlerden kalma bir kaç kareyi yeniden düzenledim.
Şu papağanın olduğu fotoğrafı görünce kahrımdan ölsem müstahak:)
Bugüne kadar sadece bir yarışmaya fotoğraf göndermiştim
Geçenlerde özgürlük konulu bir fotoğraf yarışmasından haberdar olmuş ama elimde fotoğraf olmadığından katılmamıştım.
Neyse nasip, diyerek kendimi teselli ediyorum:)

 Bu iki kareyi d300s'i yeni aldığım günlerde çekmiştim.Makineye tam olarak hakim değildim o günlerde.Hala da tam olarak hakim olduğum söylenemez:)

 Eskiden çocuk esirgeme yurdu olarak kullanılan bu ahşap bine ve Kapadokya fotoğraflarını ise d50 ile çekmiştim.D50 sanırım 5 megapikseldi....Şimdi şu gökyüzünü d50'nin babası olan makineyle bile zor çekiyorum.Makine bir yere kadar önemli fakat asıl önemli olanın makinenin arkasındaki göz ve objektif olduğunu tekrar söylemeliyim:)




5 Haziran 2012 Salı

Bostancı da Gün Batımı

Bugün gün batımında fotoğraf kursundan bir kardeşimle iki yıl sonra bir araya geldik.
Küçük fotoğraf grubumuza katılmaya karar verdi:)
Her geçen gün sayımız artıyor.Bakalım 5 kişiyi geçtikten sonra ne yapacağız:))

 Bostancı sahilinde buluştuk.Gün batımından güzel kareler yakalamaya çalıştık
 Sonrada lunaparka gidip Ata Kağan'ın okul ödevi için mavi saat çekimine devam ettik.

Yarında bol fotoğrafla geçecek dakikalar beni beklemekte inşallah....

Fotoğraflarla Hayat

Günlerdir klasik ev hanımı modunda ev temizliği ile zaman öldürdüm.
Sabah kalkıyorsun ev işi yapıyorsun akşama kadar,
Sonra akşam yatıyorsun sabah kalktığında bir gün önceki yaptığın işlere yeni baştan başlıyorsun
Kahvaltı hazırla, evi toparla, yatakları düzenle, bulaşıkları makineye yerleştir, çamaşır yıka, as, topla
Her gün ama her gün bu işler evin hanımı tarafından yapılmayı bekliyor.
Sürekli temizlik yapınca evi dağıtmakla görevli canavarlarla tartışmaya hazır halde bekliyorum
Evde huzur bırakmıyorum
Dırdırcı bir anne rolüne bürünüyorum
Kendime de ev ahalisine de yazık etmeyim dedim
Böyle daha fazla hayat devam etmez deyip dün zeytinyağlı enginar dolması ile yaprak sarması yaparak  jübilemi yaptım.
Hayat gezince güzel:))

 Ev hanımlığına bürünmeden önce yaptıklarımı fotoğraflarla anlatmaya başlayayım.... Yorucu geçen bir çekim sonrası Cumhur ve Fatma ile birlikte Kanlıca da manzara karşısında ruhumuzu  dinlendirdik
 Bu manzara karşısında hangi ruh ve beden dinlenmez ki:)
 Hafta sonları ahali öğleden sonra direk balığa gider oldu.Fotoğraftaki kardeşim ile küçük velet....Dayı-yeğen ilişkisinden çok arkadaş gibi samimi görünce imrenip kıskanıyorum.Kendi dayılarımla hiç öyle bir yakınlığım olmadı çünkü....

 Ahalinin balık tutma keyfine eşlik ettiğim zamanlarda denize sıfır noktasında oturup kitap okuyor,  insanları ve denizin fotoğrafını çekiyorum....
 Ahalinin tuttuğu taze balıkları eve dönünce pişirip ikram ediyorum
Bu, Allah'ın biz kullarına bahşettiği sayısız nimetlerinin içerisinde tadıyla beni benden alan, ev hanımlığı jübilemi yaptığım enginar dolması....

Tarifi face çok arkadaş istedi ama anlatma konusunda ciddi özürlü biri olduğumdan tarif veremedim yine:))

İşte bugünlerdeki hayat böyleydi
Bundan sonraki günler ne getirir nasip-kısmet:)

İnternet bağlantısındaki sorun bilgisayardan kaynaklıymış
Bir süre böyle bağlantı sorunları yaşayarak hayata devam etmek zorundayım
Önümüzdeki günlerde memleketten yatılı misafirlerim gelmeye başlayacak
Muhtemelen Ağustos sonuna kadar çoluk çocuk kalabalık bir şekilde İstanbul'u gezeceğiz.
Arada bana gelecekler "buyrun ev sizin" diyeceğim başımı alıp tek başıma kaçıp gideceğim:))
Gelenler ailemden oldukları için ve benim kalabalığa fazla gelemediğimi bildikleri için bu başımı alıp gitme durumlarımı idare edecekler diye umuyorum:))
Ama gerçekten her gelen kendisini evindeymiş gibi hissediyor
Bende kendimi evimde misafir hissediyorum:)
Biliyorum katlanılması zor biriyim:)))