31 Ekim 2010 Pazar

Hatay-2


Sevgili  Limon Çiçekleri arkadaşımız geçen hafta bana güzel bir sürpriz hazırlamış.Sayfasını ziyaret ettiğimde adımı listede görünce çok şaşırdım ve çok mutlu oldum:) Kendisine çok teşekkür ediyorum.
Takip ettiğim arkadaş sayım çok az ve baktım çoğu arkadaşım bu ödülü diğer arkadaşlardan almış.
Bu nedenle bütün arkadaşlarıma sevgilerimle bu ödülü hediye ediyorum.:)

Geleyim Hatay gezimin ikincisine...
Bu gezimde anladım ki bir şehri keşfetmek için o şehrin sokaklarında kaybolmalısınız.
Turlarla yapılan bir gezi bana göre değil.
Özgür olmalıyım.
Canımın istediği yere gidip istemediği yerleri pas geçmeliyim..
Eski Antakya evlerinin olduğu sokaklarda kayboldum.
Hatay'a ait simit ve ekmeklerin satıldığı fırından gelen kokulara dayanamadım fırından yeni çıkmış sıcacık simitleri afiyetle yedim.
Sokak aralarında okuldan çıkıp evlerine giden çocuklarla sohbet ettim
Şelaleyi göreceğim diye ıssız orman yoluna giderken korktum:)
Ama beni bekleyen manzara korkularıma değiyormuş...
Sözü fazla uzatmadan fotoğraflara geçeyim.
Çok fazla fotoğraf var biliyorum:)
Ne yapayım hepsini çok beğendim ama buna rağmen sadece çektiklerimin çeyreğini ancak paylaşıyorum zamanınızdan çalmamak için:))

Hatay'a ulaşır ulaşmaz ilk olarak Arkeoloji müzesini gezdim.
Mozayiklere dokunduğumda ruhum çeşitli hislerle doldu taştı.
Yüz yıllar önce birileri emekle bu eserleri ortaya çıkarmış.Yine binbir emekle günümüze çıkartıp bizlere sunmuşlar.Ne bileyim işte o ruh halimi kelimelere dökmek benim için şuan çok zor.Ama çok güzeldi:)

 Narkisos Mozayiği ( M.S. 2. YY. Harbiye)

 Soteria Mozayiği ( M.S. 5. YY. Narlıca-Antakya)

 Kuşlar Mozayiği

 Meyveler Mozayiği (M.S. 5. YY. Harbiye)

 Ananeosis (Uyanış) Mozayiği (M.S. 5. YY Antakya)
 Imp. Trebonianus Callus ( M.S. 3.YY. Antakya)

 Maskeli Mozaik

 Iphigebia Aulis te mozayiği (M.S. 3. YY Antakya)

 Geometrik motifi mozayiği ( M.S. 3. YY. Defne)


 Süleyman Düğümü Mozayiği ( M.S. 5. YY. Defne)


 Oceanus Tethys Mozayiği ( M.S. 4. YY. Defne)
 Tarsus Mozayiği

 Bu fotoğraftan sonrakiler de Arkeoloji müzesinin başka bir salonunda sergilenen tarihi eserler.Hemen hepsi Antakya yöresinde bulunmuş.

 Kurban Masası ( M.Ö. 13-14. YY. Tell Aççana Reyhanlı)











 Bu vazoyu gözlerinizle görmeniz gerek.Hayran kaldım...

 Osmanlı hazinesi

 Müzenin bahcesindeki eserlerden bir bölüm.

 Asi Nehri

Bir önceki  Hatay gezimizde yiyemedim diye üzülmüştüm.Ama bu sefer yemekten sonra Künefe yemeyi unutmadım:))
Ben tabağın bu görüntüsüne hayretle baktım.Normalde yiyemezdim o kadar tatlıyı ama görüldüğü gibi tek başıma koca porsiyonu bitirmişim:)


Annesi ile birlikte abisini okuldan almaya giden bu güzel kızımız elimde makinayı görünce annesine "bizim fotoğrafları da çeksiiinn" diye söylerken duydum.Hadi gel çekeyim fotoğraflarınızı dedim...Çok mutlu oldu.
Abisinin adı Ahmet...Fotoğraf da görüldüğü gibi çok utangaç bir delikanlı kendisi:)


 Eski Hatay evlerinin olduğu sokaklardan bir görünüm

 Hemen her gezimde bu tür kapı fotoğraflarım mutlaka oluyor.Seviyorum kendilerini:)

 Habibi Neccar Camisinin sutunlarından bir görünüm.

 Bu cici kızımız ve kardeşi annesinden izin alıp Cami avlusuna oynamaya gelmişler.İki kardeş birbirinden nasılda farklı değil mi:)

 Yerim ben o bakışları:))

 Sokak aralarındaki gezimi bitirdikten sonra Harbiye tepesine çıktım.Beni bir göl kenarında bıraktılar.E ben manzara seyretmeye gelmiştim, dedim.Güldüler...Yanlış yere gelmişim....Evet, Harbiye'ye ulaşmışım ama benim ulaştığım yer şelalerin olduğu Harbiye'ymiş:)

 Yanlış yere geldiğime hiç bu kadar mutlu olmamıştım.Gölde yüzen ördekleri görmek ruhumu dinlendirdi.

 Şelalere giderken bir dükkanın camında asılı olan bu yazı sokak ortasında gülmeme neden oldu.Adamın canından bezdirmişler belli.Önce kibarca istemiş gelen giden olmamış ki sonra biraz sertlik katmış yazısına:)

 Bu şallar inanılmaz güzeldi.Hepsi el dokuması ipek...Fiyatları biraz pahalı  olsa da verdiğiniz paraya değer bence.
 Biran bu elbiseyi alsam mı diye karşısına geçip baktım.Tam benlik bir elbise...Rengiyle cingene ruhuma, kesimiyle özgür ruhuma göre bir elbise ama almadım.... Alsaydım, dedim kaç kez sonra da nasip değilmiş dedim unuttum gitti:)
 Bu ördekler Şelalelerin olduğu yerdeki restoranlardan birinin bahçesinde yüzüyordu.

 Buraya geldiğim yol önce beni korkuttu.Tek başına bir bayanın ıssız yollardan geçerek gidebileceği bir yer değil diye düşünürken sağlı sollu kurulmuş turistik ürünler satanları görünce korkularımın yersiz olduğunu görüp biraz rahatladım.
Eğer yolunuz düşerse mutlaka şelaleri görün.İstediğin herhangi bir restorana girin ister çay,nargile keyfi yapın isterseniz yöresel yemeklerden isteyin ama mutlaka ruhunuzu ve gezmekten yorulan bedeninizi su sesleri ve ördek sesleriyle dinlendirin derim:))

Gezi fotoğrafları burada sona eriyor:)
Ben bu fotoğraflardan sonra da akşama kadar Hatay sokaklarında gezip dolaşmaya devam ettim.
Akşam olduğunda bileklerim yürümekten isyan etmiş halde ağrıyordu.
Siz birde buna öksürük ve vucut kırgınlığınıda ekleyin ama vallahi hiç şikayet etmedim:)
Yaşadığım anın mutluluğu her şeye değerdi....

Gaziantep gezisinde yeniden buluşmak dileğiyle....

Sevgi ve muhabbetle...