16 Temmuz 2014 Çarşamba

Bursa'ya Dair

İşin aslı ben Bursa'ya dair geçen gün bir yazı yazdım.Zaten dil bilgisini katlederek yazdığımı kabulleniyorum...üzerine birde uykusuzluk eklenince sabah paylaştığım yazıyı okurken hatalarımı gördükçe güldüm.Normalde insan mahcup olmalı değil mi:)
Sonra gün içinde erkek kardeşimle telefonda biraz hasbıhal ettik.Tam telefonu kapatıyordum ki "dur! diyeceğim var" diye telefonu kapatmama izin vermedi.
Buyur, dedik mecburen
Bizim kardeş başladı "şeceresini çıkarır gibi ne o öyle uzun uzun yazmışsın..Oku oku bitiremedim.Bundan sonra özet geç, yazık bize" dedi :))  
Sanki okuması için başına silah dayayan var:) 
Neyse artık başarırsam özet geçeceğim ki hiç bunu başaracağıma dair bir inanç yok gönlümde:) 

Bursa fikri önceden gündemdeydi fakat benim gidip gidemeyeceğim Salih bey ve arkadaşlarının planına bağlıydı. Ben gidecekmişim gibi hazırlıklarımı yaptım, hayallerimi kurdum...Son dakika golü attılar "gelmen uygun değil" dediler.
Elhamdülillah size muhtaç değilim, dedim ve sabah bindim otobüse gittim Bursa'ya.Bütün gün yine keyfim, kahyam ve ben dolaştık Bursa sokaklarını.

 Ulu camii hat sanatının güzellikleriyle, minberinin muhteşem işçiliğiyle, camekanlı kubbesinden içeriye süzülen ışığıyla büyüleyiciydi...

 Öğle namazı sonrası hatim indiriliyor..Ağabeylerimin ve ablalarımın yoğun katılımı var.

 Ulu camii çekimini akşam saatine erteleyip soluğu tophane de aldık.Burada ilk önce Orhan Gazi türbesini ziyaret ettik.

 Daha sonra Osmanlı imparatorluğunun kurucusu atam Osman Gazi'nin türbesine geçtim. Burada kibarca kovuluncaya kadar vakit geçirdik:)

 Türbe ziyaretinden sonra tophaneden şehre baktık.


 Bir önceki fotoğraflara bakmayın siz...Burada görüldüğü gibi adına yakışır bir yeşilliğe sahip


 Aradığım bir camii için yeniden kendimizi sokaklarda bulduk.
Tarihi evlerin arasında kaybolduk...
 Benimle gezmeyi göze alanın sokaklarda kaybolmayı da göze alması gerekiyor.Seviyorum sokak aralarında kaybolmayı.
Arayanın Mevlasını da belasını da bulduğu bu dünyada biraz zaman alsa da bizde bulduk aradığımız camii'yi
Şirin bir mimariye sahip camimiz de samimi, ilgili görevlileri ile güzel zamanlar geçirdik.
Aydınlatma, bu camimin kubbesine ait.

 Camii hakkında bilgiler edinip, fotoğraflarını çekip düştük yeniden yollara.Bu sefer tekrar kaybolmayalım diye caminin müezzini bize eşlik etti.Aynı zamanda yürüdüğümüz sokaklar hakkında bilgiler verdi.
Oruç bey türbesini bu vesileyle ziyaret etme şansına sahip olduk, sağ olsun...

 Bu kapı çok güzel, fotoğrafını çekeyim, diye durduğumuzda müezzin kardeşimizden öğrendim Zeki Müren'in doğduğu ev olduğunu...
 İnsanoğlunun kısa bir ömre sahip olduğunu haykırıyordu yıllara meydan okuyan duruşuyla...

Restorasyonu tamamlanan sur kapısı..

Camii çekimlerini ve bilgilerini inşallah en kısa zamanda Türkiye'nin Kubbeleri sayfasında paylaşacağım.

Ramazan sonrasına kadar sadece şehir içinde geziler yapacağım.
Öyle oruçlu hele birde yaralı bir diz ile şehir dışı yolculukları yapılmayacağını öğrendim:))
Dönüşüm Salih beylerle oldu. Eve ulaştığımızda sahurun bitimine 15 dakika kalmıştı...

Ancak bu kadar kısa yazabildim:))

Hayırlı, bereketli, huzurlu Ramazanlar dilerim.
Samimi bir kalp ile zulüm altında olan kardeşlerimiz için dua etmeyi de Mevlam bizlere nasip eylesin.

2 yorum:

  1. canım şahane bir Bursa gezisi yaptırdun bize. Oruçken en güzel başkasının ayakları ile gezmek şehirleri :))
    Sevgilerimle ablacığım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ablam çok isterdim:) belli mi olur Mevla nasip eder gönderir sizin ellere:))

      Sil