24 Ocak 2012 Salı

Haliç Kıyısında Güzel Bir Gün....

Bir değişiklik yapıyor önce fotoğrafları sonra günün detaylarını paylaşıyorum.


Önce Melike'nin sokak aralarında fotoğraflarını çektim.


Daha evden çıkmadan "Ays, ne yiyeceğiz?" diye soran arkadaşım, çekim sonrası soluğu Haliç kıyısında belediyenin tesisinde almamıza vesile oldu:)
Mantarları güzeldi
Melike'nin yediği tavuk da güzel görünüyordu ama fotoğrafını sohbete daldığımızdan çekmeyi unutmuşum:)

 Salatalarını beğenmedik.Ekşisi, tuzu hiç bir şeyi yoktu.Çoban salata, salatalıktan çıkmış, dedik:)


Sokak aralarında karşılaştığımız çocuklarla tanıştık, fotoğraf çektik.
 Tarihi evleriyle bütünleşmiş kilisenin mimarisine yeniden hayran oldum.

 Çocukluğumun en sevdiğim oyunu olan 9 taş oynayan çocukları görüp kendi çocukluğuma doğu yolculuğa çıktım...


Bu kedicikle bile selamlaştık:))

 Arkadaki çocuk çok şekerdi.. adı; Erhan...
Bu sevimli kımız da Haliç'te balık tutan anne ve babasına yardım ediyordu, izledik:)

Geleyim günün detaylarını anlatmaya
Daha doğrusu arkadaşlarıma yazdığım e-maili tembellikten  olduğu gibi buraya da kopyalıyorum:)


Yol arkadaşım ile kalktık Balat'a gittik
Yani biz Balat sokakları diye Balat dışındaki bütün sokaklarda dolaştık:)
Bir türlü Balat'a uğrayamadık
Sokak aralarında kaybolduk
Önüme çıkan herkese renkli evlerin olduğu sokağı sorduk ama kimse tarif edemedi:)
Gurbet ellerde doğup büyüyen yol arkadaşım kömür kokusunun yayıldığı sokaklarda yürürken "Türkiye kokuyor" dedi:)
Haliç kenarında oturduk yemek yedik
Çayı anadolu yakasında içmeye karar verdik trafiğe kalmadan kalkıp karşıya geçelim dedik restorandan kalktık.
Dışarıda bizi yağmur karşıladı
Olsun "beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber yürüdük yağan yağmurda" şarkısını söyleyerek yürümeye başladık...
Şarkıdaki gibi yağan yağmurda ıslandık:)
Sokak arasına park ettiğimiz arabayı birbirine benzeyen sokaklarda kaybettik:))
Bunu nasıl becerdik diye sormayın benim marifetim:))
Renkli evleri sora sora bulamadık ama arabayı bulmak zorundaydık
Bir halk ekmek büfesi vardı sokak başında
Karşımıza çıkan ilk adama sorduk büfeyi
Sonra adam nereyi aradığımızı sorduğunda "bir yeri aramıyoruz arabamızı arıyoruz" dedim
Melike bu cevaba fena kızdı:))
Akşam karanlığı çökmek üzereydi ve her halimizden semtin yabancısı olduğumuz anlaşılıyordu
Yol arkadaşım, kader arkadaşım korkmadım dese de ben fena halde korktum vallahi:)
Sora sora bağdat bulunur diye sora sora bulduk sokağı
Arabaya bindiğimizde çok rahatlamıştım
Ama biz Melike ile ne zaman bir yere gitsek olaysız zamanımız geçmiyor
Alışmamız gerekiyor bu duruma da henüz alışamamışım:))
Saat 17'de Haliç'ten ayrıldık
Karşıya geçtiğimizde saat 19 olmak üzereydi.
Baktık E-5 tıkalı, arabalar kımıldamıyor bile
direk Kadıköy'e gidip sahil şeridinden evimize ulaşmaya çalıştık.
Bu yolu kullanmakla en doğru kararı vermişiz
Tahmin ettiğim gibi sahil yolu, E-5'e göre nispeten daha akıcı bir trafiğe sahipti.
Eve sağ salim çok şükür 19.30'da ulaştık.

İlk kez Vimeo kullanarak video paylaşımında bulunuyorum
Melike'nin beğendiğim karelerinden oluşan bir video

Untitled from ays on Vimeo.

5 yorum:

  1. Salatanın tuzuyla ilgili aklıma gelen şu oldu; hani AB formlarına göre dünyada ve bizde restourant lokanta vb.yerlerde yavaş yasaknalanacağı ile ilgili olabilir mi acaba diye düşünüyorum.

    Video nun gerek müziği gerekse görselliği süper emeğine sağlık.
    Kıskandım desem:) zira İzmir de müthiş yağmur yağıyor da:(

    Bu harika paylaşım için teşekkürler...Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Sizin balatta arayıpta bulamadıgınız o renkli evlere bizde gitmek isteyip gidememiştik gecen yıl.Bu gexdiğiniz yerlerde güzelmiş ama.
    Melike çok güzel bir model olmuş.Video da müzikte cok hoş.

    Yine kıskanılacak bir gün geçirmişsiniz:)
    Sevgiler canım.

    YanıtlaSil
  3. Hikayelerdirgeriyekalan, burada da bugün hava kapalı ve genelde yağmur damlaları cama vurur durumda:)
    Tuz konusunda haklı olabilirsin...Bizim bu durum hiç aklımıza gelmedi.Tuz tüketimizi seven bir toplum olarak gözüme bu standartlar bizi zorlayacak gibi göründü:)

    Blue, aslında ben o evlerin fotoğrafını 2009 da çektim.Ama o zamanda hangi sokaktan nasıl gittik hiç bilmiyorum.
    Melike, bugüne kadar çektiğimiz hiç bir fotoğrafı beğenmedi.
    Bi çok defa beni kızdırmış "neysen o çıkıyorsun" deme sebep olmuştur:)
    Sonunda kendimizi beğendirebildik şükür:))

    İstanbul'a yolu düşen ve zamanı olan bütün arkadaşlarıma seve seve ev sahipliği yapabilirim:)

    YanıtlaSil
  4. Güzel bir gezi, müthiş kareler ve videodaki içimizi okşayan o müzik her şey çok güzel ellerinize, emeğinize ve güzeli gören gözlerinize sağlık :)
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Mis gibi tarih kokan fotoğraflar ve güzel anlatım.
    Kıskandım... 2 arkadaş gönlünüzce bir gün geçirmenizi, fotoğraflarınızı.
    Kaybolmanızı bile. :)

    Dipnot : O fotoğrafını çektiğiniz bir kilise değil. Fener Rum Lisesi
    Yani meşhur kırmızı mektep.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil