16 Eylül 2012 Pazar

Yaşam ve Ölüm Arasında


Evvelsi akşam arkadaşlarla sahil kenarında keyifle sohbet ederken başka bir arkadaşın kardeşinin ölüm haberini aldıktan sonra sohbet konusu "ölüm" oldu...
Doğarken ölüm gerçeğiyle geliyoruz dünyaya
Her an çekip gidebileceğimizi biliyoruz
Uyandığımız her sabah piyangodan büyük ikramiyeyi kazanmak gibi
Arkadaşlardan birisi çok sevdiğimiz insanın artık bu hayatta olmadığını öğrendiğimiz anın dayanılmaz bir şey olacağını söyledi...
Yok, bu konuda ruhsuzlaştım ben.... dedim
Yıllar önce amcamı kaybettiğim de bir şeyler oldu bana
Hiç bir ölüm haberi beni derinden etkilemez oldu
Belkide kendimi korumaya aldım bilemiyorum sebebini
Önemli olan hayatımızda büyük-küçük yer verdiğimiz kişilerle kaliteli zamanlar yaşamak
Üzmeden, kırmadan, incitmeden...
O zaman ölüm kapılarımızı çaldığında bizi etkileyecek tek şey özlem duygusu olacaktır

Bir akrabamızın cenazesinden dönerken arabadaki diğer aile üyeleri göz yaşı döküp geçmiş günleri anıyorlardı.... Dayanamadım "o kadar hastalık çekti kaç kez yanında bulundunuz? halini hatrını ne sıklıkla sordunuz? şimdi döktüğünüz göz yaşları vicdanınızın sesini susturmaktan başka bir şey değil...Bu göz yaşları bana çok sahte geliyor.Yaşarken benim üzülmeme sebep olanların vicdanlarını rahatlatmak adına ben öldükten sonra göz yaşı dökmelerini istemiyorum" diye bayağı bir şeyler söylemiştim:))
İncitmek, acıtmak maksadıyla öyle söylemediğimi bildiklerinden kimse bozulmamış üstüne birde hak vermişlerdi...İtiraf edeyim şimdi geriye dönüp baktığımda yahu düşüncelerini birazcık kendine saklamayı öğrensen, diyorum kendime:)
Huy işte ne yapayım dayanamıyorum böyle acımasız olabiliyorum bazen..

Dünde hep böyle düşünceler ve beni rahatsız eden başka konularla ruhum daralınca arkadaşımı aradım.Bir planı yoksa birlikte dışarı çıkmayı istediğimden bahsettim.Oda hafta sonu tembelliğinin keyfini yaşamaktaymış...İkindiye doğru birlikte dışarı çıktık.
Ruhumdaki daralma eve döndüğümde beni terk etmişti.
Belkide gittiğimiz yerleri çok beğendi benimle gelmek istemedi geride kaldı....



 Otağtepedeki restorana gitmiştik.
Mantar güzeldi...
salata idare ederdi.
Servis kötüydü -belki de kutlama olması sebebiyle ilgilenilmedi-
fiyatlar yüksekti...
Sunum zayıftı...
Yani o fiyatlara boğazda daha şık bir mekanda rahatlıkla yemek yenebilirdi.


İşte hayat böyle garip bir şey
Bir kaç saat önce ölüm gerçeğiyle yüzleşip üzülürken sonra birden yaşamın içerisinde kendini bulup ölümün soğuk yüzünden uzaklaşabiliyoruz....

2 yorum:

  1. ZATEN UNUTMASAK BU KADAR ACILARA NE KADAR KATLANABİLİRİZ Kİ
    ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR DERİM BEN O BİLE ZAMANLA KÜLLENİYOR
    HER ŞEYE RAĞMEN HAYAT DEVAM EDİYOR
    AFİYET ŞEKER OLSUN

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 15 yıl önce kuzenimi kaybettiğim de bir abla yengemi teselli ederken "şuan acın çok taze...sanırsın ki bu acı ile yaşanmaz.Yaşayacaksın....içindeki ateş bazen bir mum alevi gibi küçülecek, bazende kor bir alev olup seni yakıp kavuracak" demişti.Bu ablada oğlunu çok genç yaşta kaybetmişti...

      Gerçekten de bütün acılar öyle...

      Teşekkür ederim:)

      Sil