4 Ocak 2013 Cuma

Pamukkale Yollarında Bulurum Kendimi

Hafta sonu için grup arkadaşlarımı yoldan çıkarıp Edirne'ye gezi organize etmelerine vesile oldum.Gayet güzel bir şekilde Edirne'ye gitme hayalleri içerisindeyken son anda Salih'in şehir dışı planlarını öğrenmemle birlikte benim Edirne sokaklarında  dolaşma hayallerim suya düştü:)
Salih, Denizli'ye gidecekti.
Bu yolculukta büyük bir keyifle sevgiliye eşlik edilirdi:)

Cumartesi gecesi yola çıktık.11 gibi Denizli'ye ulaştık.
Salih'i Denizlide bırakıp ben tek başıma Pamukkale'nin yolunu tuttum.
Pamukkale'ye daha önce gitmemiştim.
Gidenlerin de hiç yazısına, sohbetine denk gelmedim.
Netten araştırmadım da
Nasıl gidilir, neler yapılır hiç bir fikrim yok anlayacağınız.
Yollar çok güzeldi.Rahat bir yolculuk yaptım.Sadece mevsiminden kaynaklı sanırım çok ıssızdı yollar ve bu beni biraz tedirgin etti.
Pamukkale'ye ulaştığımda karşımda duran beyaz ve sarıya yakın renk geçişlerine sahip tepe hiçte etkileyici görünmüyordu.Birde tepenin en uç noktasına insanlar tırmanmaya çalışıyordu.Tepeden manzarayı seyretmek güzeldir bu sebeple o yokuşu çıkıyorlar üşenmeden, diye düşündüm.

Aşağıdan birilerine sorarak tepeye nasıl çıkılacağını öğrendim. Giriş ücretli.Tam; 20 lira öğrenci; 15 lira ödüyorsunuz.Eğer müze kartınız varsa ücretsiz girebiliyorsunuz. Şu müze kart uygulaması iyi ki var:)
Gişeden geçtim, geldim tepenin başlangıcına...
Baktım sular akıyor...Bir tane görevli bankların yanında bekliyor ayakkabısını çıkarmayanı tepeye çıkış izni vermiyor.Bu, buyrun cenaze namazına, durumu benim için:)) tamam ayakkabıları çıkartayım da pantolonum ıslanacak kesin.Yukarıda olduğum sürece sorun yok ama ya indikten sonra ne yapacağım? sorusu yankılandı beynimde.Amaan şimdi onca yol gelmişim böyle bir sebeple geri döner gider miyim? asla.Elbet bulunur bir çaresi, diyerek çıkardım çizmeleri, çorapları başladım taşların üzerinde yalın ayak yürümeye...
Tek kelimeyle yalın ayak o beyaz taşlar üzerinde yürümek muhteşem bir duygu.Akan suyun sesi ruhunuzu rahatlatıyor, sıcaklığı ise bedeninizi....

Yukarı çıkarken dize kadar ıslandım.Ama değerdi...Pamukkale'ye gitmek istediğinizde yanınızda mutlaka yedek kıyafet ve kağıt havlu, peçete bulundurmayı unutmayınız!

Tam tepeye ulaştığımda dinlenmek için yapılan bankları görünce inanılmaz mutlu oldum.Sevgiliyi arayıp saygılarımı sunma vakti gelmişti.Daha önce o gelmişti ve bana hiç bir uyarıda bulunmamıştı.Aradım yahu sen niye uyarmadın beni,  yedek kıyafet falan alırdım, diyorum kalkmış bana diyor ki; ben yazın gitmiştim kışın suyu keserler diye düşündüm, :)) Ayy evet, Salih bey, ben geliyorum diye suları kesmişler:))

Mızmızlanmanın vakti ve sırası değildi sevgilinin dediği gibi içinde bulunduğum zamanın tadını çıkarmalıydım...
Millet yukarı ulaştığında ayakkabıları giyip kale etrafında gezisine devam ediyordu.Benimse böyle bir şey yapmama imkan yoktu! dar paça bir pantolonu yukarı çeksen olmaz çizmenin içerisine ıslak paçaları koysan olmaz....Hiç yapmadığım bir şey değildi yine yalın ayak yürüme vakti gelmişti...
Eskiden bu travertenlere giriş izni varmış sanırım ama artık yasak.Fotoğraf çekmek için hafif yaklaşmaya kalktığımda güvenlik görevlileri bir kaç yüz metre uzaktan düdüklerini çalarak, el kol işaretleri yaparak beni uzaklaştırmaya çalıştılar.
Güvenlik görevlileri uzaklaştırma girişiminde bulunmadan önce bu bir iki kareyi çekebilmiştim şükür:)

Ayağın altından sıcak su akarken yalın ayak taşlar üzerinde yürümek keyifli oluyor da maalesef soğuk çakıllı toprak üzerinde yalın ayak yürümek pek keyifli değildi.Kalenin arka tarafına çok az insan geçiyor nedense.Bence mutlaka kalenin diğer taraflarına da geçmeli, tepeden bakmalı şehre...Ve sonra benim gibi ayakkabılarını giymeden toprak yolda yürümeye devam eden garibanlar bu, sıcacık akan suyun oluşturduğu aşağıda yer alan havuz kenarına oturup ayaklarını sıcak suya uzatıp ahşap üzerine uzanmalı ve eğer ben gibi şanslıysa muhteşem gökyüzünü seyreylemenin o doyumsuz zevkini tatmalı....
Bu doyumsuz zevki ikiye katlamanın yoluysa çok nadirde olsa gelip geçenleri model olarak kullanıp fotoğraf çekmek olmalıydı:)
Bu fotoğrafı çektiğim noktada olmak sonsuzluğa uzanır gibi bir duyguydu ve gezinin belkide en güzel anıydı benim için.
Her şeyin bir sonu vardı bu hayatta...Keyifle geçen zamanları da geride bırakıp tekrar başladığım yere dönmeliydim.Yürürken genelde yere bakarak yürürüm.Fotoğraf çekmeye başladıktan sonra etrafıma bakarak yürür oldum.Alışkanlıkla yine yerlere bakarak yürüdüğüm biranda taşlar üzerine gizlenmiş kalp ile karşı karşıya geldik. Şekli biraz bozukta olsa yukarıdaki fotoğrafa gizlenmiş kalp benim için çok şey ifade ediyordu...




Ne kadar güzel vakit geçirirsen geçir, ne yaşarsan yaşa er veya geç başladığın yere dönmektir hayat...Saatlerce güzel vakit geçirdikten sonra başladığım yere döndüm sonunda:)

Pamukkale, Denizli'de bulunan doğal bir mevkidir.UNESCO tarafından belirlenen dünya miras listesinde yer almakta. Kaplıcaları, karbonat mineralleri terasları ile travertenleri kapsamaktadır. Türkiye'nin ege bölgesinde ılıman bir iklime sahip Menderes vadisinde bulunmaktadır.


Denizli'ye gidince kuyu kebabı yemek gerekiyormuş lakin bizim yolumuzun üzerinde kuyu kebabı yiyeceğimiz bir yere rastlayamayınca Aydın yolu üzerinde bulunan Lilyum adlı tekstil fabrikasının yanındaki köftecide pide yedik:) Gayet güzel lezzetli pideleri var.Açık büfe kahvaltıları da fena görünmüyordu.Fabrikanın hemen yanında fabrika satış mağazası yer almakta.

Gittim, gezdim, gördüm Pamukkale'yi sevdim:)

Şimdi yeni şehirler keşfetmek istiyorum ama uçak korkusuna yenilip adım atamıyorum.Otobüsle de onca yolu gitmeye gözüm almıyor.
Ya nasip, diyorum bende:)

Güzel bir hafta sonu diliyorum....

15 yorum:

  1. Ben de henüz gitmedim.Güzel fotoğraflarla süslü güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevda, inşallah gitmek nasip olur sana da:)

      Sil
  2. Ben çok küçükken gitmiştim herşey hayal meyal zihnimde.
    Ama fotoğraflar masal gibi gerçekten çok güzel.

    YanıtlaSil
  3. Çok hoşmuş gitmedim ama gitmek isterdim:)))
    Her zamanki gibi resimler harika.

    YanıtlaSil
  4. 2 kere gittim daha da giderim.
    Çok güzel bir gezi yazısı olmuş
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir gün gün batımında orada olmayı istiyorum bende

      Sevgiler, Nilay

      Sil
  5. Benim memleketim sayılır Denizli.

    Pamukkale'ye ise küçükken gitmiş ve o şimdi yasak olan travertenlerde yüzen bir yığın turisti ve sararmışlığını görüp çok üzülmüştüm.

    Şimdi ise belki de yasaklardan dolayı oldukça beyazlamış gibi geldi. İlk fırsatta bir Denizli seyahati planlamak lazım.

    Teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, maalesef yazın hala öyleymiş.
      Yani 2 yıl öncesinde giden arkadaşlarda aynen senin bahsettiğin manzara karşısında üzüldüklerini anlattılar.

      Sil
  6. Pamukkale çok güzel..:)
    Fotoğraflar da..:)

    YanıtlaSil
  7. CANIM PAMUKKALE YE ÇOK GİTTİM AMA SENİN GÖZÜNDENDE AYRI GÜZEL GELDİ BANA
    BU NE MUHTEŞEM RESİMLER AYŞEGÜL'ÜM YAHU
    BAYILDIM BAYILDIM
    ALLAH NASİP EDERSE BİR GÜN MUHAKKAK SENİNLE BİR GEZİYE GİTMELİYİM
    EN AZINDAN BİZİM MEMLKETE GÖTÜRÜRÜM SENİ
    ORDAKİ TARİHİ ESERLERİ
    SERALARI PORTAKAL BAHÇELERİNİ ÇEKERSİN OLMAZMI :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seyyah'ım ben böyle bir teklife Allah derim:))

      Sil
    2. Resimler ne güzel iç açıcı,bir geziye de birlikte gidelim diyorum:)

      Sil