Bugün öğleye kadar tembellik yaptıktan sonra hamaratlığım tuttu mutfaktan çıkmadım...Önce portakal reçeli yaptım ardından kivi reçeli.Hadi madem başladın birde vişne reçeli yap, dedim kendime...Onuda yaptım.
Bu kadarlada yetinmedim bisküvili sakızlı muhallebi yapasım vardı o da eksik kaşmasın dedim:)
Yok, bu kadar değil birde canım pişi -bizdeki ismi farklıdır bunun- isteyince onuda yaptım.
Tüm bunları yaparken Kıraç'ın şu söylediği güzel türküyü dilimden hiç düşürmedim.Hani tamamını bilip söylesem dert değil sadece "sen benden geçtin ama ben senden geçemiyom" sözünü tekrar tekrar bıkıp usanmadan keyifle söyledim...Ama ev halkı benim kadar keyif almadı isyan çıkarıyordu:)))Bu türkünün dilime dolanma sebebide son günlerde sadece Kıraç'n yanlış hatırlamıyorsam 2009 yılında çıkardığı gabriyeli albümünü dinlemem sebebiyledir.Gariptir ben bu albümünü daha yeni keşfettim...
Neyse yaptıklarımı fotoğraflarıyla anlatayım artık:)
Gecenin bu vakti ben bu fotoğraftakileri tükettim.Nasıl olsa yarın sabah spora başlıyorum sorun olmaz dedim:)
Kivi reçelini Cahide Jibek'in sayfasında gördüğümde yapmayı istemiştim ama bir türlü bugüne kadar yapmak nasip olmadı. Kivinin çekirdekleri ağızda hoş bir tat bırakıyor.Karanfil aroması reçele hoş bir koku veriyor.
Portakal reçelini dün bir çok bloğu ziyaret ederek öğrenmeye çalıştım.Baktım arkadaşların hepsi farklı farklı yapmış bende hepsinden biraz esinlenip kendime göre hazırladım.Kabuklarındaki acı tadın gitmesi için biraz daha suda bekletmek faydalı olacakmış yinede tadı ve kokusu nefis...
Vişne reçelini de yazın dolaba koyduğum vişnelerden yaptım....
Normalde bizim evde bu tabak en az 15 gün sofraya gelir gider kimse reçel yemez.Benimde öyle çok yediğim söylenemez.Şekerim çok sık düşüyor ve bazen şeker krizine girebiliyorum o zamanlarda evde farklı reçellerin olmasını seviyorum.Markette kaç kez hazır reçel reyonuna gittim geldim yok, bir türlü alamadım.Özellikle renklendirmek için kullandıkları böcekleri gördüğümden beri kırmızı renkli hiç bir şeyi hazır alamaz oldum...
Allah'ım bu hamaratlığım hep devam etse ne iyi olur, diyorum da çok sürmez sabah uyandığımda bu hamaratlıktan eser kalmamış olacaktır kesin:))
Yeni haftanın cümlemize sağlık, huzur, mutluluk, bolluk ve breket getirmesi dileğiyle....
Haksızlık bu:)bu saatte de olmaz ki desemmde inanma..keşke olsada yesem,özellikle pişi-den..
YanıtlaSilreçellerin dahil hamaratlığın için maşaallah sana ellerine sağlık..keşke pişinin tarifini de yazsaydın çok farklı yapılışı var senin yaptığın çok gzl.görünüyor o nedenle yapılışını merak ettim..mutlu haftalar
Ben pişiyi un,su,maya,tuz ile hamur yoğuruyorum mayalanınca bir kasenin içindeki su ile elimi ıslatıp hamurları elimde açıyorum ve kızartıyorum hepsi bu canım.
SilSadece hamur biraz yumuşak olmalı
ellerine saglik canimcim çok guzel gorunuyorlar bir parçada bana da yoliyabilirsin yani :p bende bloguma beklerim seni seve seve bisous bisous
YanıtlaSilMerhaba hoşgeldiniz:)
Silİlk fırsatta ziyaret edeceğim inşallah
Sen de yenilemişsin,ne iyi etmişsin:)
YanıtlaSilDaha ferha,daha aydınlık olmuş, güle güle kullan canım:)
O resimleri es geçmek istiyorum,zira acıktığımı hissediyorum:)
Hayırlı gecelerin,mutlu haftaların olsun..
Muhabbetle..
Bu ara üst üste çok fazla ruh sıkıntısı yaşayınca ferahlamak istedim herhalde:)
SilSevdim bu halimi
Muhabbetle canım
Oo bir güne ne çok şey sığdırmışsınız.Pişileri görünce annemi özledim.Pazar sabahları yapardı hep.Elinize sağlık...
YanıtlaSilGüneş, tipik Ays halleri bu
SilUzun bir süre hiç bir şey yapmam sonra normal bir insanın haftalara sığdırdığı işi bir iki güne sığdırır tüketirim kendimi:)
Sevgilerimle...
heeeey çok güzeel.
YanıtlaSilbiz de pişi deriz ve bayılırım.
peynirle çayla ah ah.
:)
bisküvili sakızlı muhallebi ha.
:)
heyooo not aldım bayılırım ki.
:)
benim peynirle aram olmadığından zeytinle yemeyi seviyorum:)
Silçok güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler.
YanıtlaSilteşekkür ederim Çiçek
SilÖnceden sadece yemek yapmayı ve fotoğraflarını çekmeyi severdim
şimdi hem yapıp-yemeyi hemde fotoğraflarını çekmeyi sever oldum:)