12 Ekim 2012 Cuma

Allah, sevdiklerimizin acıları karşısında bizleri çaresiz bırakmasın

görsel netten alıntıdır

Dün gün içerisinde S. ile telefonda kaç kez görüştüysem hepsinde diş ağrısından kıvranır bir ses tonu ile konuştu benimle.Akşam eve dönerken yaptığımız telefon görüşmelerinde ise canının çok yandığı sesine yansıyordu.Ruhsuz, ve ilgisiz bir eş olarak -vicdanımı rahatlatma çabası- yemeği, çayı, çorbayı hazır edip ben bir koşu Melz'e gidip geleceğim diyerek S. gelmeden evden çıktım....
Tabi biz yine sohbete dalınca saat su gibi akıp gitti en sonunda S. aradı nerede kaldığımın hesabını soruyordu haklı olarak:)
Kendisi araba kullanamayacak kadar kötüymüş ve bir yere gitmesi gerekiyormuş yardımıma ihtiyacı varmış yoksa ölüyor olsa aramaz biliyorum:)
Eve nasıl geldiğimi hiç anlatmayayım:)

S. alıp bir kaç sokak ilerimizdeki arkadaşına bir emanet bırakıp doğru hastanenin yolunu tuttuk.
Arabada inliyor, dizlerini dövüyor, neredeyse acıdan ağlayacak o kadar kötü durumda
Ben sürekli konuşuyorum, bir şeyler anlatıyorum, takılıyorum adam canıyla mı uğraşsın benimle mi şaşırdı:)
Ama o acının içerisinde bile gülmesini sağlıyorum daha ne istiyor:))
Doktor baktı, bu diş bu hale gelinceye kadar ne kadar zaman geçti? diye bir güzel fırça attı:)
Aylar süren bir sürecin sonunda başlayan ağrı ancak belli bir sürede iyileşir sabredeceksiniz, dedi
İsterseniz anestezi ile ağrıyı dindiririz ama anestezinin etkisi geçtiğinde şuan çektiğiniz ağrıya bile şükür edersiniz çünkü anestezinin de etkisi ile çok daha şiddetli bir ağrı sizi bekliyor olur, dedi ve biz anesteziden de vazgeçtik.
Bir iğne verdi, antibiyotik olarak.
Çok güçlü bir iğneymiş tek kullanımlık bu geceyi rahat geçirmesi için o iğneyi vurdurması gerekti.
Bu seferde yaptırdığı iğnenin yeri canına okudu...
İğnenin yanı sıra ağrı kesici almaya devam etti ama sabaha kadar yine kıvranıp durdu ağrıdan.

S. acılar içerisinde kıvranırken elimden hiç bir şey gelmiyor olması inanılmaz kötü bir duyguydu
Yıllar önce babası son günlerini yaşarken artık yaralar o kadar kötü bir durumdaydı ki S. babasının acılar içerisinde inleyip kıvranmasına dayanamayıp "Allah'ım sen al canını çektirme daha fazla" diye dua ettiği gece babasını kaybedince ettiği duanın vicdan azabını günlerce taşımıştı...
Sevdiğin bir insanın acısı karşısında çaresiz kalmak çok zor, diye konuşurdu
Dün gece ne hissettiğini yaşayarak daha iyi anladım.
O kötü duyguyu yaşamaktansa akşam onun çektiği acıları ben çekmeye razıydım...

Benim o kadar konuşmama sebep olansa böyle acılar içerisinde kıvranıyor ve hala kalkmış bana sabah işe gitmesi gerektiğini söylüyor.
İş yeri ile ev arasındaki mesafeyi sabah 2, akşam 2-3 saatte toplamda 4-5 saatte kat ediyor
Ben böyle iş kolik insan görmedim
Bu kadar kötü bir ağrı ile o trafik çekilir mi ya,
Tamam madem illa işe gideceğim diyorsun o zaman seni ben götüreyim, dedim onuda kabul etmiyor
Ben bu durumda hiç susar mıyım:)))
Sonrada diyorlar ki kadınlar dırdırcı varlıklar
Konuşana değil konuşturana bakmalı:)
Sonuç olarak gece sabaha kadar uyuyamayınca genel müdüre mesaj göndermiş gelemiyorum demiş

Rabbim kimseyi sevdiklerinin çektiği acılar karşısında çaresiz bırakmasın.
Hastane köşelerinde derman bekleyen bütün insanlara derman göndersin
Şafi ismi hürmetine bütün hastalara şifa ihsan eylesin...

Cumanız Mübarek Olsun..







4 yorum:

  1. ''Sonrada diyorlar ki kadınlar dırdırcı varlıklar
    Konuşana değil konuşturana bakmalı:)''

    Bahanede hazır :)
    Çok geçmiş olsun S'ye..:)

    YanıtlaSil
  2. çok geçmiş olsun
    yakın zamanda diş ağrısı çekmiş biri olarak s yi çok iyi anlıyorum
    nasreddin hoca misali bana eşşekden düşeni çağırın demiş ya :)
    rabim şifalar versin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. size de çok geçmiş olsun
      Bir ara damdan düşenler diye bir grup kurmuştuk
      ergen çocuğu olan anneler olarak:)

      Cümlesine şifa ihsan eylesin Mevla....

      Sil