18 Ekim 2012 Perşembe

Yeniden Martılarla Dans...

Hafta başı 2004 yılında internetten tanıştığım arkadaşlarımla program yapmış bugün için fotoğraf gezisine çıkmaya karar vermiştik.3 gündür devam eden migren ağrısı bugün elhamdulillah biraz hafiflemiş olsa da sabah bir hayli canıma okuyunca geziyi iptal etsem mi diye düşünmüş ama sonra çok ayıp olur hele Hatice beni lime lime etse müstahaktır diyerek evden zoraki çıkıp gittim.
İyi de oldu...
Yorucu ve keyifli bir gezi oldu
Zaten ben ölüyor olsam da bütün gezmeler ruhuma şifa oluyor:)
Gezide içime sinen bir kaç iyi karede yakalayınca değmeyin keyfime:)
Hele eve dönerken vapurda uzun zamandır dans edemediğim martılarla harika bir dans edince yine ben çocuklar gibi mutluydum....
Bu mutluluk Haydarpaşa garına ininceye kadar devam etti
Günün yorgunluğu tren yolculuğuyla birlikte hepten hissedilir oldu
Eve yürürken ölü bir ruh gibi olsam da martıları eklemeden tekrar evden çıkmak istemedim.

İstanbul'a, martılara, damlalara ve en önemlisi bu üç muhteşem varlığa giden yolda bana eşlik eden makineme tutkulu bir aşk besliyorum:)
Bazı aşklar paylaşıldıkça, yaşandıkça azalır ya
Elhamdulillah benim aşkım azalmak yerine her defasında biraz daha büyüyor:)

Seviyorum seni ey şehr-i İstanbul!!!

http://fizy.com/#s/1aj5j9 diye aşk kokan bu şehre seslendiğimde aklıma ilk bu şarkı gelir...

Çok uzattım yine...
Martı fotoğraflarına bırakıyorum sözü:)

Gezinin diğer fotoğraflarını da inşallah daha sonra paylaşacağım...














4 yorum: