27 Ekim 2012 Cumartesi

Arabesk Günler

İstanbul'da bayram geçirmeyi sevmiyorum....

Eski mahallemizde yine güzeldi bayramlar
Komşuluk ilişkileri köylerden farksızdı
Herkes herkesi tanır, gider gelirdi
Hatta balkonda duran ağzı bağlı poşetin içerisinde ne olduğunu bile karşı binadaki komşular bilirdi
Ne yapıyoruz,
Kaçta çıkıp kaçta eve dönüyoruz
Biraz geç kalsak nerelerde zaman kaybettik hepsi sorgulanır öğrenilirdi:)))
Tamam, kabul o kadarı da biraz fazla oluyordu ama öyleydi işte

4 yıldır yaşadığımız mahallenin yaş ortalaması 45 üzeridir
Belki bu sebepten her gün bir sela veriliyor
Duyduğum her sela sonrası psikolojim bozuluyor
Ölüm denen soğuk gerçeği her an hatırlıyoruz selalar sayesinde:)
Herkes birbirini tanıyor ama kimse birbirine gidip gelmiyor
Sokakta herkes can ciğer kuzu sarması ama hadi ben sana çaya geldim veya bir fincan kahve içip kırk yıl hatır bırakmak istiyorum, diyemiyorsunuz
Çok şükür bir kaç ay önce karşıma çok tatlı bir arkadaş taşındı
Güler yüzlü, neşeli ve çok cana yakın bir insan
Ama onunda şansızlığı geldiğinde beni,m yatılı misafirlerim vardı
Sonrasında yoğun bir koşturma içerisinde günlerim geçince fazla kaynaşamadık
Olsun...  güzel kış günleri kaynaşmak için bulunmaz bir fırsattır:)

İşte bizim buralar böyle olunca birde eşimin ailesi çok az olunca bayramın 1. günü bayram faslı bizim için kapanıyor.
Dün sevgiliye şehir dışına çıkalım tekliflerimin ardı arkası kesilmedi
Bir dur, nefes al, öyle sırala listeyi değil mi?
Yok ben nefes bile almadan şuraya gidelim diyorum hemen ardından aklıma bir şey geliyor oradan vazgeçip başka bir yer öneriyorum:)))
İyi ki bizde sen gibi değiliz yoksa hiç eve uğramadan sürekli gezerdik, diye takıldılar:))

Bizim için bayram 1. gün bitti
Gelen yok
Giden yok
Evde beni rahatsız eden iç sesimden kaçmanın en iyi yolu yazmak veya konuşmak
Tabi birde müziklerle kafayı bulmak:)

Doğup büyüdüğüm şehrin müzik kültürünün ilk sırasını arabesk müzik kapmış
O zamanlar yerel radyolarda ne çalınıyorsa müzik kültürünüz onunla sınırlı kalıyordu
Gençliğimde dinlemişliğim çoktur
Ama arabesk müzik çok karamsar
ne zaman dinlesem "getirin jiletleriiii!!!" diye bağırma isteği kaplıyor içimi
Müslüm hayranlarının vücutlarının jilet izleriyle kaplanmış olması gayet doğal
Sevdiğim bir yakınım arabesk dışında hiç bir şey dinlemiyor
aman Allah'ım o ne karamsarlık öyle...
Bu yakınımla konuşurken ruhum fena daralıyor, öyle karamsar bir ruh haline katlanamıyorum
En sonunda dayanamayıp şu dinlediğin müzikleri değiştir, diye isyan ediyorum:))
Hayat iniş çıkışlarla dolu hepimizin hayatında sorunlar oluyor, olacakta ama küçük Emrah ifadesiyle acıdan kahrolmanın anlamı var mı?

Ben yakınlarımı anlıyorum hayat şartları, sevdiklerine kavuşamama halleri falan böyle depresif ruh hallerine bürünmelerine sebep olunca arabesk dinlemeleri çokta garip gelmiyor
Ama....yurt dışında doğup büyümüş, batı kültürünü kısmende olsa almış, Türkiye'ye gelince çok iyi bir kolejde öğretmenliğe başlamış, modern, eğitimli, kültürlü bir insan kalkıp size "aaa arabesk çok güzeldir" diye konuşmaya başlayıp sizin bile bilmediğiniz bütün arabesk şarkılarını sanki sevgilisinden bahseder gibi aşkla anlatmaya devam edince dumura uğruyorsunuz...Gözleriniz fal taşı gibi açılıyor!!
Bu kız beni her defasında şaşırtmayı başarıyor
Melike'den bahsediyorum...
Sayesinde yıllardır dinlemediğim arabesk şarkılarını dinler oldum
Her dinlediğimizde de "getirin jiletleriii!" diye bağırma isteği duymaya devam ediyorum:)))

Şimdi böyle garip ve yalnız geçen bir bayram sabahında deprefis ruh hallerinde bürünmüşken arabesk dinlemenin tam zamanı sanırım:))

Sabah bir fincan çay eşliğinde belkide 20. kez dinlediğim "duvardaki resim" adlı şarkıyı paylaşayım sizinle



Kalabalık bir ailede doğup büyüyünce böyle yalnız geçen bayramlar hüzne sebep oluyor

Bir sonraki yazıyı hastaneden yazmamak için ben gideyim yavaş yavaş kahvaltı hazırlayayım:)))

1 yorum:

  1. Türküyü tercih ederim ben..
    Neşeliyken de,hüzünlüyken de..

    YanıtlaSil